EsYe. Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Cüneyt Göçmez, hastalık ve risk grupları hakkında bilgiler vererek "Karpal Tünel Sendromu; elin tüm hareketini sağlayan bileğin doğru şekilde kullanılmaması sonucu, toplumun yüzde 2'sini etkileyen bir hastalıktır. Baş, işaret, orta ve parmakların hareketinden ve duyusundan sorumlu sinirin, bilekte sıkışması sonucu ortaya çıkmaktadır. Sendromu; özellikle ev kadını, marangoz, berber, şoför ve çiftçi gibi meslek grupları ile mouse ve klavye kullanan ofis çalışanları; voleybol, basketbol ve golf türü sporlarla uğraşanlarda sıklıkla 'karpal' adı verilen tünelin çatısını oluşturan yapının kalınlaşmasına neden olur. Uzun süre bilek hareketi yapılması ve bileğin zorlanması da kalınlaşmayı belirginleştirir. Bilekteki kalınlaşma; diyabet, hipotiroidi, beyin tümörü ve gut hastalıkları söz konusu olduğunda da görülür. Karpal Tünel Sendromu, erkeklere göre kadınlarda 4 kat daha fazla ortaya çıkar ve obezite ile gebelikte oluşma riski artar. Bilekten başlayarak parmaklara kadar yayılan uyuşma, karıncalanma ve sızlamayla belirti veren hastalık; el ve parmaklara uyuşma, elde hakimiyet kaybı ile elin kullanılamaz hale gelmesine sebep olabilir" KARIŞTIRMAYINHastalığın belirtilerinin boyun fıtığı ile karıştırılmaması gerektiğini vurgulayan Göçmez “Karpal Tünel Sendromu'nun belirtileri; boyun fıtığı, kireçlenme ve boyunda daralma ya da boyundaki bir tümör oluşumuyla karıştırılabilir. Bu nedenle hastanın şikayetleri ve öyküsü ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmelidir. Tanıyı kesinleştirmek için EMG ve MR gibi görüntüleme tekniklerinden yararlanılır. Özellikle EMG, sinir üzerindeki elektrik akımını ölçerek basının hangi bölümde olduğunu göstermesi bakımından önemlidir. Tedavide öncelikli amaç, sinirin bası altından kurtarılmasıdır. Bu bası avuç içine yapılan 1,5-2 santimetrelik cerrahi müdahale ile ortadan kaldırılmaktadır. Lokal anestezi ile yapılan işlem sonrası hasta aynı gün normal yaşamına geri döner ve elini kullanmaya başlar. Ameliyatın küçük kesi ile gerçekleştirilmesi, hastanın iyileşme süresini kısaltır ve estetik açıdan da vücutta iz kalma riskini önler. Ameliyat sonrası şikayetlerin yüzde 97 oranında yok olduğu görülmüştür. Hastalığın cerrahi sonrası tekrarlama riski de yok denecek kadar azdır" diye
Soru Sol kolda güçsüzlük süredir sol kolumda güç kaybı yaşıyorum, hemen ağrımaya uyuşmaya başlıyor, çalıştığım için sürekli bilgisayardayım, yazı yazarken bile ağrı oluyor ve ayrıca boyundan başlayarak sırtımın orta kısmına doğru da bir ağrı söz konusu, bunun için ne yapmalıyım, hangi bölüm doktoruna görünmeliyim? Bilgi verirseniz sevinirim. Bu Soruya Doktor Cevabı Gönder Bu Soruya Verilen Cevaplar ve Yorumlar Sn Hastamız Tarif ettiğiniz şikayetler sinir sıkışmasını düşündürüyor. Sıkışmanın seviyesinin tespit edilmesi ve ona göre tedavi başlanması gerekli. Bu nedenle bir ortopedi uzmanına muayene olmanızı öneririm. Geçmiş olsun Cevaba Yorum Yaz Cevaba Yorum Yaz Uyuşma ve güçsüzlüğün sebebini bulmak için ortopedi doktoruna muayene olmanız ve gerekli tetkikleri yaptırmanızı tavsiye ederim. Bu şikayetlerie sebep olabilecek en muhtemel hastalıklar ise elbileği veya dirsek seviyesinde sinir sıkışması, boyun fıtığıdır. Geçmiş olsun. Cevaba Yorum Yaz Henüz hiçbir yorum yapılmadı. Eğer yukardaki soruyla ilgili daha önce bir deneyim yaşadı iseniz ve ya bir yorumunuz varsa burdan paylaşabilirsiniz.
Kalbimizin solda olması ve özellikle sol kolumuzda yaşadığımız tipik uyuşmalar bize her zaman kalp krizi riskini hatırlatır. Elbette ki sol kolda yaşanan uyuşukluk kalp krizinin bir göstergesi olabilir. Fakat bu çok düşük bir ihtimal olmakla beraber genellikle daha spesifik bir rahatsızlığın belirtisi olarak ortaya çıkar. Hepimizin gün içerisinde sol kolunda, sol elinde ya da sol el parmaklarında yaşayabileceği karıncalanmalar genel olarak kısa sürede tedavisi mümkün olabilecek rahatsızlıklara işarettir. Bu şikâyetle doktora başvuran insanların çok büyük bir çoğunluğu karıncalanmanın kolda ve elde bulunan damarlara kan akışının aksamasıyla oluştuğunu ortaya koymuştur. Aynı zamanda kan hücrelerinin eksikliği, sinirlerde yaşanmış bir deformasyon da aynı şekilde sonuç verebilir. Uyuşma veya karıncalanma stabil olarak devam etmiyor ve kendisini tekrar etmiyorsa muhtemelen sinir veya damarlarınızdaki deformasyon buna sebep olmaktadır. Fakat yine de sürekliliği gözlemlediğinizde kalp krizi riski için doktora görünmeniz tavsiye edilebilir. Böylece sol el ve kolda yaşanan uyuşmanın bir semptom olabileceği diğer rahatsızlıklar için de tahlillerinizi yaptırmış olabilirsiniz. Keza B12 eksikliğinden kaynaklanan bir uyuşma olabileceği gibi MS hastalığının ilk evre belirtilerinden birisi de olabilir. Sol Kolda, Sol Elde, Sol El Parmaklarında Yaşanan Uyuşma, Karıncalaşma ve Yanmaya Sebep Olabilecek Sağlık Sorunları Boyun kireçlenmesiKalp kriziB12 vitamini eksikliğiDamar sertliğiPeriferik nöropatiEklem iltihabıGanglion kistiDolaşım bozukluğuLyme hastalığıSistemik sklerozŞeker hastalığı Tip 2Ulnar sinir sıkıştırmasıRaynaud hastalığıHIV / AIDSFrengiKemoterapi ilaçlarının yan etkileriGuillain-Barre sendromuOmurilik yaralanmasıSjögren sendromuDamar iltihabıAlkol kullanımıKalp krizi Sol Kol ve El Uyuşmasına Sebep Olabilecek Genel Sağlık Sorunları Sol kolunuzda, sol elinizde veya sol elinizin parmaklarında yaşadığınız uyuşukluk ve karıncalanma için en sık rastlanan sonuçlar ise şu şekildedir. İnme İnme en sık görülen ve aslında bilindiğinden daha fazla yaşanan durumlar arasındadır. İnme vakasında beynin damarlarında kısmi bir tıkanma yaşanır. Bu tıkanma bazen beyin damarının tümüyle tıkanmasına sebep olabilir. İnme yani felç etkisinin kalıcı veya geçici olmasında da ana faktörlerden birisi budur. İki loptan oluşan beynimizin sol kısmı vücudumuzun sağ tarafını, sağ kısmı ise sol tarafını kontrol etmektedir. Dolayısıyla sol kolunuzda yaşanması muhtemel bir geçici felcin sebebi sağ beyin lobunuzdaki iletişim damarlarından birisinin tıkanmış olması olabilir. Bunun göstergesi olarak da sol kolunuzdaki uyuşukluk belirti olarak kabul edilebilir. Birkaç dakikadan kısa süren çok sayıda inme milyonlarca insan tarafından yaşanıyor. Daha uzun süren, kalıcı olarak kontrol edilemeyen durumlarda ise beyin damarına müdahale edilmeli, kan akışının tekrardan geri kazandırılması hayati riski önleme açısından mühimdir. Karpal Tünel Sendromu Karpal tünel olarak tanımlanan kısım bileğimizin iç kısmında yer alan ve üst bölümlere doğru uzayan alandır. Sinirlerin bulunduğu karpal tünel sıkışma sonucunda sinir sıkışmasının meydana geldiği bölge olur. Ki buna da karpal tünel sendromu adı verilir. Median sinirin üzerinde oluşacak ve kaldırılamayacak düzeyde olan baskıyla beraber eller uyuşabilir, karıncalanabilir, parmakların hareketi kısıtlanabilir, kol uyuşması görülebilir. Genellikle dirseklerini sürekli olarak sabit veya bükülü şekilde tutanlarda daha sık gözlemlenir. Bilgisayar başında çalışanlar, enstrüman çalanlar, marangoz ve kuaför gibi yaptıkları iş gereği sürekli dirsekleri bükük olanlar karpal tünel sendromu sebebiyle sürekli olarak sol kol uyuşması ile karşılaşabilirler. Kübital Tünel Sendromu Kübital tünel dirsek hizasında yer alan ve burada konumlanmış unlar sinirini kapsar. Sinir üzerinde oluşan baskı ile beraber özellikle elde serçe parmağı ve yüzük parmağının hissizliği belirtileri arasındadır. Kübital tünel sendromu serçe ve yüzük parmağında hissizlikle başlasa da devamında da sol kolda tamamıyla uyuşma ve hissizliğe kadar ilerleyebilir. Migren Migren ağrısı genellikle amansız bir baş ağrısı şeklinde bilinir. Fakat migren için de beyin nöbetleri için de geçerli olan bir belirti olan sol kolda uyuşma sık sık gözlemlenen bir semptomdur. Çoğunlukla migreni olanlarda baş ağrısının başlayacağı kol ağrısından anlaşılabilir. Önce sol kolda uyuşma yaşanır ve akabinde belirli bir süre geçtiğinde baş ağrısı hissi başlar. Tabii ki her migren ve nöbet tanısında sol kolda uyuşma gözlemlenmeyebilir. MS Hastalığı Multipl Skleroz hastalığının daha genel bilinen ismi MS şeklindedir. MS hastaları gündelik yaşamlarını dahi idame ettirmelerine engel olacak şekilde sinir uyuşmaları yaşayabilirler. Zira hastalığın temel formu zaten sinir hücrelerinin dokusunda yaşanmış olan deformasyondur. Vücudundaki sinir ağının neredeyse tamamında yaşanan bu kayıp sebebiyle yalnızca sol kol değil vücudun her noktasında ağrı, uyuşma, hissizlik ve güç kaybı meydana gelebilir. Dejeneratif nörolojik rahatsızlıklar arasında bulunan MS hastalığının ilk bulgularından birisi de düzenli sol kol uyuşması olabilir. Beyin Tümörü Beyin tümörünün tespit edilmesi ve sonrasında tedavi edilmesi mümkündür. Fakat tespit edilmeden evvel göstereceği belirtilerden birisi sol kolda uyuşma olabilir. Özellikle beynin sağ lobunda yer alan bir tümör sol el parmaklarında, sol elde, sol kolda, sol ayak ve bacakta hissizliğe sebep olabilir. Bu hissizlik zaman içerisinde ilerleyerek kalıcı hale gelebilir. Diyabet Şeker hastalığı çağımızın en yaygın hastalıklarından birisidir. Özellikle tedavi edilmediğinde, henüz tespit edilemediğinde, hasta tedaviyi ve ilaçları reddettiğinde çok ciddi sinir tahribatlarına yol açabilir. Şeker seviyesinin hızlı bir biçimde yükselmesi durumunda hastaların belirli uzuvları karıncalanabilir, hissizleşebilir. Bu durum ilaç kullanımıyla şeker seviyelerini düşürdükten sonra sonlanır. Dolayısıyla uyuşukluk ve hissizlik biter. Fakat kontrolsüz bir şeker oranı her zaman damarlarda tıkanmalara, pıhtıya sebep olabileceğinden kalıcı bir hissizlikle karşılaşılma ihtimali de mevcuttur. Hareketsizlik Hareket eksikliği pek çok rahatsızlığın başında gelen sebepler arasındadır. Genellikle sabit bir şekilde oturarak çalışanlarda, hastalığından dolayı sürekli yatmak zorunda olanlarda ve pozisyonunu hiç değiştirmeyenlerde sıklıkla görülür. Sol kol uyuşukluğu özelinde olmasa da diğer uzuvlarda da aynı hissizlikler gözlemlenebilir. Bu nedenle düzenli olarak hareket etmeli, pozisyonu değiştirmeli ve sağlıklı bir yaşam için hareket etmeye özen göstermeliyiz. Kasların çok uzun süre hareketsiz kalması hareket kabiliyetlerini günden güne daha da zor hale getirecektir. Sol Kolda ve Sol Elde Yaşanabilecek Uyuşmaların Tedavisi Sol kolunuzda düzenli olarak bir uyuşma ya da hissizleşme şikâyetiniz varsa Nöroloji bölümünden randevu alarak hastaneye gitmenizde fayda var. Beyninizin sağ lobu üzerinde yapılacak olan tetkikler sonucunda sinir ağlarınızda ve beyninizde nasıl bir tahribat oluştuğu araştırılacaktır. Nörolojik olarak bunun kesinlikle beyninizden kaynaklandığını söylemek yanlış olabilir. Zira günümüzde sol kolunda uyuşma şikâyetiyle doktora başvuranların çok büyük bir çoğunluğu karpal tünel sendromu veya hareketsizlik sebebiyle bu sorunu yaşamaktadır. Eğer ki hareketsizlik ya da stabil bir yaşam gibi durumlar mevcutsa ve hayatınızda düzenli gitmeyen bu gibi detaylardan dolayı sol kolunuzda uyuşma hissediyorsanız şu adımları izleyebilirsiniz. Egzersiz Yapın Fizyoterapist yardımıyla evde çalışılabilecek bir egzersiz programı edinin. Genellikle el ve kol egzersizlerini kapsayan bu programı eksiksiz bir biçimde uygulayın. Böylelikle hareketsizlikten kaynaklı kas ve sinir sorunlarının tümünü aşabilirsiniz. Kötü Alışkanlıklarınızı Bırakın Özellikle yoğun kullanımından dolayı sigara, sonrasında ise alkol ve uyuşturucu kesinlikle uzun vadede büyük hücre kayıplarına yol açan alışkanlıklardır. Kompres İle Rahatlayın Eğer ki sol kolunuzda hissettiğiniz uyuşukluk ağrıyla beraber nüksediyorsa soğuk veya sıcak kompres ile rahatlamaya çalışın. Vitamin ve Mineralleri Eksik Etmeyin Sol kolunuzda yaşadığınız uyuşmadan ötürü nöroloji randevusundan sonra dahiliyeye çıkarak değerlerinizi ölçtürün. Vücudunuzun ihtiyaç duyduğu vitaminler ve mineraller reçeteli şekilde size sunulsun. Ayrıca Omega 3 yağı olası bir kolesterol kaynaklı damar tıkanıklığını önleyebilir. Zira kolesterolü yüksek olan kişilerde damar tıkanıklığı ve akabinde sol kolda uyuşma riski gözlemlenebilir. Vücudunuzu Dinlendirin Eğer ki hareketsizlikten ziyade çok yoğun çalışıyorsanız, sürekli olarak kollarınız aynı pozisyondaysa, daha önce kaza veya belirli bir travma geçirdiyseniz bol bol dinlenin.
Kol ağrılarının büyük bir çoğunluğu yorgunluğa bağlı olsa da sürekli olarak devam eden kol ağrısı dikkate alınmalı ve ağrının kaynağı teşhis edilmelidir. Sağ veya sol kolda meydana gelen ağrıların kaynağı için karpal tünel sendromundan boyun fıtığına kadar pek çok hastalıktan söz edilebilir. Sol ve Sağ Kol Ağrısı Neden Olur? 1. Kırılma ve çatlama Sol ve sağ kol ağrısı nedenlerinin başında kemiklerde meydana gelmiş olan kırık, çatlak gibi problemler geliyor. Daha önce kollarda meydana gelen kırıkların etkisi, uygun tedavi yapılmış olsa bile devam edebilir. Bazen çocukluk yıllarında kollarda meydana gelen kırık ya da çatlak çeşitli etkenlerle birlikte kol ağrılarına sebep olabilir. 2. Zedelenme Tüm yanlış hareketler, darbeler, travmalar sonucunda kollarda zedelenme meydana gelebilir. Yanlış ve bilinçsiz bir şekilde yapılan spor aktiviteleri de zedelenmenin en büyük nedenleri arasında yer alır. Bilinçsizce ve ters bir hareketle kaldırılan ağırlıklar geri dönüşü olmayan problemleri doğurabilir. 3. Sinirlerin iltihaplanması Omuz ve boyunda meydana gelen sinir iltihaplanması, sinir sıkışmasına da neden olur. Bu sıkışma omuz ve kol ağrısına sebep olarak omuzlardan elleri etkiler ve ellerde büyük bir uyuşma hissi yaratır. 4. Kas çekilmesi Yanlış bir hareket, ısınmadan başlanan egzersiz ve kasların güçsüz durumda olması kas çekilmesinin en büyük nedenleri arasındadır. Voleybol, basketbol, yüzme, tenis gibi kolların çok kullanıldığı spor dallarında bu duruma oldukça fazla rastlanır. Kas çekilmesinde kolda ağrının yanı sıra şişme de görülür. 5. Karpal tünel sendromu Karpal tünel sendromu, el bileğinin ortasında bulunan ve ilk 3 parmakta ağrı, uyuşukluk ve güçsüzlük gibi şikayetlere sebep olan bir rahatsızlıktır. Bilek kanalı dar olan, obezite rahatsızlığı bulunan, aşırı derecede alkol tüketen, dolaşım sistemiyle alakalı problem yaşayan, uzun süre klavye ya da el araç gereçleri kullanan ve şeker hastalığı bulunan kişilerde görülme olasılığı daha yüksektir. 6. Anjina hastalığı Anjina hastalığına sol kol ağrısı nedenleri için verilebilecek spesifik bir örnektir. Anjina hastalığı mevcut olan kişiler genellikle sol kol ve omuza doğru uyuşma, ağrı gibi şikayetler yaşarlar. Sol kol ağrısı tek başına kalp problemlerinin var olduğunu söylemeye yetmez. Kol ağrısı ile birlikte göğüste sıkışma, göğüs daralması, kolda batma, kolda uyuşma ve hissizlik, baş dönmesi, mide bulantısı ve halsizlik gibi durumlar da ortaya çıkabilir. 7. Boyun fıtığı Boyunda ortaya çıkan fıtığın sinirlere baskı uygulaması sonucu ağrılar ortaya çıkar. Boyunda ortaya çıkan bu ağrı önce omuzlara, sonra da kollara doğru yayılarak artmaya devam eder. 8. Kullanılan ilaçlar Doktor tavsiyesi olmadan kullanılan bir ilacın yan etki gösterme ihtimali yüksektir. Kollarda meydana gelen ağrılar ilaçların gösterdiği bu yan etkilerden biri olabilir. 9. Psikolojik nedenler Psikolojik problemler de vücudun çeşitli bölgelerinde ağrıya sebep olabilir. Stres, panik gibi duygu durumları düzensiz nefes alıp verme, kalp sıkışması gibi problemlere sebep olur. Vücut bu problemler karşısından uyarılır. Bazı bölgelerdeki sinirlerin bu durumdan etkilenmesiyle birlikte etkilenen bölgelerde ağrılar meydana gelir. Kol Ağrısı İçin Hangi Bölüme Gidilir? Kol ağrılarını ihtimal etmemek, ilk fırsatta mutlaka doktora gitmek gerekir. Sağ veya sol kolda meydana gelen ağrılar, altında yatan sebebe göre ortopedi, nöroloji ve fizik tedavi bölümlerden birinin ilgi alanı dahilinde olabilir. Yapılan tetkikler birçok farklı unsurun ağrıya neden olduğunu ortaya koyabilir. Problemin tespit edilmesinin ardından planlanan tedavi sürecinde doktorun bilgisi dışında ilaç kullanılmamalı, herhangi bir yöntem uygulanmamalıdır. Sol ve Sağ Kol Ağrısı Nasıl Geçer? Kolların herhangi birinde ya da her ikisinde birden ortaya çıkan ağrı için tedaviye başlanmadan önce ağrının kaynağının teşhis edilmesi gereklidir. Uygulanacak tedavi, ağrının sebebine göre planlanır. Bazı durumlarda cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyulsa da öncelikle alternatif yöntemler denenir. 1. Buz kompresi Koldaki ağrıyı dindirmek için yapılabilecek ilk müdahalesi buz kompresidir. Buz torbasının ağrının mevcut olduğu bölgeye uygulanmasıyla birlikte ağrının şiddeti azaltılabilir. Buz kompresiyle birlikte soğuyan bölgedeki kan dolaşımı artacak ve böylelikle ağrının etkisi dinecektir. Kompres uygulamasının ardından ağrı kesici jel ya da kremlerden destek alınabilir. Jel ya da kremlerin ağrıyan bölgeye sürülüp masaj yapılmasıyla birlikte ağrının etkisi azaltılabilir. 2. Egzersiz ve fizik tedavi Gün içerisinde aşırı derecede hareket edenlerin hareketlerini sınırlamaya, hareketsiz bir yaşam tarzı olanların ise kollarını daha aktif bir şekilde kullanmaya çalışması gerekir. Psikolojik olarak rahatsız eden durumlar karşısında nefes alışverişlerinin kontrol edilmesi bedenin rahatlamasına yardımcı olur. Öte yandan bir uzman eşliğinde egzersiz yapmak da fiziksel olarak rahatlamayı sağlar. Ağrının yoğun olarak yaşanması halinde fizik tedavi yöntemine başvurmak en doğrusudur. 3. Cerrahi müdahale Kırık ve çatlak gibi durumlar söz konusu olduğunda ilaç gibi yöntemler etkisiz kalır. Kırıklarda ve çatlaklarda kesinlikle bir doktor kontrolünde tedavi uygulanması gerekir. Kol Ağrısına Ne İyi Gelir? Tıbbi yöntemlerin yanı sıra sağ ve sol kol ağrısı nasıl geçer noktasında aşağıdaki alternatif tedavi yöntemlerinden yardım alınabilir. Bu yöntemlerin de doktorun bilgisi dahilinde uygulanması en doğrusudur. Karabaş otu 1 tatlı kaşığı doğranmış karabaş otunun suya atılarak 5 dakika kadar kaynatılmasının ardından elde edilen karışım ılıdıktan sonra süzülerek tüketilir. Bu kürün günde iki defa yemeklerden önce tüketilmesi kol ağrısına iyi gelir. Yine de vücudun bu bitkiye reaksiyon gösterme ihtimaline karşı dikkatli olunmalıdır. Hacamat Eski çağlardan beri uygulanan bu yöntemin birçok hastalığın tedavisine yardımcı olduğu söylenir. Ağrı ve sancıların azalmasını sağlayan etkili bir teknik olan hacamatta hastanın şikayetçi olduğu bölge kesici bir alet yardımıyla kanatılır. Camdan yapılmış vakum aletiyle kanın çekilmesi sağlanır. Bu sayede ağrının olduğu bölgedeki damarlar toksinlerden arınır. Bununla birlikte sinirlerin beslenmesi, oksijen akışının artması, sertlik, uyuşma ve kasılma gibi şikayetlerin de önüne geçme gibi faydaları da vardır. Sülük tedavisi Sülüğün ürettiği ve vücuda verdiği salgı, 6 ay kadar etkisini gösteren doğal bir ağrı kesicidir. Ozon tedavisi Ozon tedavisi, ozon gazıyla yapılan ve alternatif tıpta önemli bir yere sahip olan tedavi metodudur. Ozon tedavisi kimyasal akupunktur olarak da anılır. Vücuda oksijen sağlamasının yanı sıra ağrı kesici, ödem attırıcı ve tüm eklem şikayetlerini azaltıcı etkilerinden söz edilebilir.
Uyuşma ve karıncalanma neden olur? Uyuşma ve karıncalanma hissi duysal sinirlerin hasarlanması yada aşırı uyarılması sonucu oluşur. Duysal sinirler beyinde, omurilikte, omurilikten çıkan sinirlerin köklerinde, periferik sinir sistemi denen vücut sinirlerinde veya deride hasarlanabilir. Uyuşmanın şiddeti hasarın yerinden çok şiddeti ile ilişkilidir. Ancak uyuşmanın şekli, hasarın yerinden etkilenmektedir. Örneğin beyinde hasarı olan bir hasta sağ veya sol vücut yarısında uyuşma hissederken, vücut sinirlerinde hastalığı olan bir hasta, sadece hasarlı sinirin duyusunu aldığı alanda uyuşma hisseder. Polinöropati gibi vücut sinirlerinin tümünü tutan hastalıklarda el ve ayaklarda eldiven, çorap tarzında uyuşmalar, ağrı veya yanma hissi ortaya çıkabilmektedir. Bu duruma nörolojide nöropatik ağrı adı verilir. Bu hastalığa neden olan en sık hastalık şeker hastalığıdır. Şeker hastalığı vücudun birçok yerini etkilediği gibi vücut sinirlerini de etkileyebilmektedir. Bu duruma diyabetik nöropati adı verilir. Şeker hastalığında hasarlanan sinirler özellikle duysal sinirler olduğu için, hastalarda uyuşma ve yanma gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır. Motor sinirlerin de etkilenmesi durumunda duysal yakınmalara güç kaybı gibi yakınmalar da eklenir. Uyuşma veya karıncalanma yakınması olan bir kişi ne zaman bir nöroloğa başvurmalıdır? Her insan hayatının belli dönemlerinde geçici uyuşmalardan yakınmaktadır. Bu durum genellikle vücut sinirlerinin ezilmesi ile sonuçlanan uzun süre aynı pozisyonda durma, kol üzerine ters bir şekilde yatma, kol veya bacağı bir yere çarpma gibi durumlar sonucunda ortaya çıkmaktadır. Ancak bunların hepsi en fazla birkaç gün içinde kendiliğinden tam olarak düzelir. Aşağıdaki durumlar uyuşmanın bir nörolojik hastalık sonucunda oluşabileceğini düşündürmelidir • Vücudun bir yarısında yüz, kol, bacak daha önce olmayan yeni bir uyuşma • Uyuşma ile birlikte olan şiddetli ağrı ve güç kaybı • Eldiven ve çorap tarzında el ve ayaklarda uyuşma, yanma hissi • Şeker hastası olanlarda ortaya çıkan, geçmeyen uyuşma ve yanma hissi • Özellikle ellerde olan, geceleri uyandıran uyuşma ve ağrı • Haftalar süren uyuşmalar Uyuşması olan bir hastada hangi incelemeler yapılmaktadır? Uyuşmalı hastaların hikayesi ve nörolojik muayenesi, çoğu zaman karmaşık incelemelerden daha önemlidir. Muayene sonrasında uyuşmanın şekli bir nörolojik hastalığı düşündürüyorsa, ileri incelemelerin yapılması uygundur. Bu incelemeler hastadan hastaya farklı olmakla birlikte MR, EMG ve kan incelemeleri en sık yapılan incelemelerdir. Uyuşma ve karıncalanmanın tedavisi nasıl yapılmaktadır? Uyuşmalar sadece altta yatan bir hastalık varsa ilaçla tedavi edilmelidir. Uyuşmaya neden olan hastalıklar birbirinden çok farklı nedenlerden kaynaklandığı için, uyuşmanın standart bir tedavisi yoktur. Örneğin neden olan hastalık şeker hastalığı ise şeker hastalığının tedavisi tekrar düzenlenmelidir. Hastada mutipl skleroz hastalığı varsa öncelikle multipl skleroz tedavi edilmelidir. Polinöropati nedeni ile olan uyuşmalara da bu şekilde yaklaşılır. Altta yatan hastalığın tedavisine rağmen, yakınmaların devamı halinde belirti giderici ilaçlar kullanılabilir. Bu gruptaki ilaçların sayısı her geçen gün artmakla birlikte, ilaçların hemen hepsi epilepsi ve depresyon tedavisinde de kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar arasında gabapentin, karbamazepin, pregabalin, amitriptilin ve duloksetin sayılabilir. İlaç tercihi ve dozu hastanın tedaviye yanıtına ve eşlik eden diğer hastalıklara göre seçilmektedir.
sol kolda güç kaybı ve ağrı