Abno9. Teknolojideki gelişimin, ekonomik kalkınma arayışlarına bir çözüm yolu olması, araştırma ve geliştirme Ar-Ge faaliyetlerinin önemini gitgide artırdı. Ar-Ge harcamalarının 54 milyar TL’nin üzerinde seyrettiği ülkemizde, yapılan bu yatırımlara ÜÇAY Grup tarafından bir yenisi daha eklendi. Bünyesinde yapılacak çalışmalarla Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlayacak olan EVREKAA isimli Ar-Ge merkezinin inşasında sona gelindi. 1 milyon doları aşan ilk yatırım ile hayata geçirilen ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın onay sürecindeki Ar-Ge merkezi hakkında açıklamalarda bulunan ÜÇAY Grup CEO’su Turan Şakacı, “Mikro düzeyde piyasadaki rekabeti artırırken, makro boyutta ise ülke ekonomisine katkı sağlayacağımızı öngörüyoruz” ifadelerini gelişimin, ekonomik kalkınma arayışlarına bir çözüm yolu olması, araştırma ve geliştirme Ar-Ge faaliyetlerinin önemini günden güne artırmaya devam ediyor. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de AR-GE yatırımlarına rağbet sürerken, 54 milyar TL’yi aşan harcama havuzuna ÜÇAY Grup tarafından bir yenisi daha eklendi. 1 milyon doların üzerindeki ilk yatırım ile EVREKAA isimli Ar-Ge merkezinin açılışında geri sayıma geçildi. Bünyesinde yapılacak çalışmalarla Türkiye ekonomisine doğrudan katkı sağlayacak ve yerinde Ar-Ge uygulaması şeklinde olacak merkeze yönelik, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda değerlendirme çalışmalarına ise ATILIMIN VE EKONOMİK BÜYÜMENİN ANAHTARIBuluşlar ve yenilikler halinde karşımıza çıkan teknolojik gelişmeler, dijital ekosistemin konuşulduğu günümüz dünyasında ekonomik refaha açılan en önemli kapı haline geldi. Araştırma ve geliştirme Ar-Ge faaliyetleriyse yeni teknolojilerin keşfi ve mevcut teknolojilerin gelişimi için gerekli bir aktör olarak, ya da diğer bir deyişle ekonomik refaha açılan kapının anahtarı olarak tüm kuruluşların odak noktasına yerleşti. Türkiye’de de bu sürece paralel şekilde yatırımın yönü Ar-Ge çalışmalarına AR-GE HARCAMALARI 54 MİLYAR TL’NİN ÜZERİNDEGayrisafi yurt içi Ar-Ge harcamaları, 2020 yılında 54 milyar 957 milyon TL’lik değerlemeye karşılık geldi. TÜİK verilerine göre bir önceki yıl 45 milyar 954 milyon TL olan harcama rakamlarında, 9 milyar 3 milyon TL’lik artış ile yüzde 19,59’luk bir büyüme gerçekleşti. Bu harcamalarının gayrisafi yurt içi hasılaGSYH içindeki oranı 2019 yılında yüzde 1,06 iken, 2020’de yüzde 1,09’a yükseldi. Gün geçtikçe artan Ar-Ge yatırımlarına ise ÜÇAY Grup tarafından bir yenisi daha MİLYON DOLARI AŞAN İLK YATIRIMLA AÇILIYORIsıtma, soğutma, elektromekanik, inşaat, iklimlendirme alanlarında hizmet veren ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş vizyonunun Türkiye’deki en önemli temsilcileri arasında yer alan ÜÇAY Grup, ülkemize yönelik yatırımlarını hızlandırdı. Türkiye’nin küresel anlamda teknolojik rekabet gücüne, dolayısıyla da ekonomiye destek olabilmek adına 1 milyon doları aşan ilk yatırımla EVREKAA isimli Ar-Ge merkezinin inşasında sona yaklaştı.“ÜLKE EKONOMİSİNE KATKI SAĞLAMAYI HEDEFLİYORUZ”Geleceğe dair adımlarını hızlandırmaya devam ettiklerini belirten ÜÇAY Grup CEO’su Turan Şakacı, “Akıllı ofis olma özelliği taşıyan yeni Ar-Ge merkezimizde, yazılım teknolojilerini kullanarak inovatif ürünlere imza atmayı hedefliyoruz. Buradan hareketle de mikro düzeyde piyasadaki rekabeti artırırken, makro boyutta ise ülke ekonomisine katkı sağlayacağımızı öngörüyoruz” dedi.“EKONOMİDE İTİCİ BİR GÜÇ OLARAK ROL OYNAYACAK OLAN AR-GE ÇALIŞMALARINA AĞIRLIK VERİLMELİ”Sürdürülebilir bir büyüme için Ar-Ge çalışmalarının önemine vurgu yapan Şakacı, “ Piyasanın yeni girişimcilere açılmasına ve özellikle de farklılığı, yeniliği özendirecek aksiyonlar ile birlikte tam rekabetçi bir piyasaya ortamının dizaynına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu noktada yapılması gereken; teknolojik yeniliğin anahtarını elinde tutan, dolayısıyla da ekonomide itici bir güç olarak rol oynayacak olan Ar-Ge çalışmalarına ağırlık vermektir. Nitekim devlet kademelerince yapılan teşvikler de bize bunu gösteriyor” ifadelerini YÖNTEMLER VE YENİ TEKNOLOJİLER GELİŞTİRİLECEKArşimet’in ünlü “Buldum!” ünleminden ismini alan EVREKAA Ar-Ge Merkezi’nin fütüristlik bir mimari ile tasarlanarak 350 metrekarelik bir alan üzerine sıfırdan inşa edildiği belirtildi. Yerinde Ar-Ge merkezi olma özelliğine de sahip olan EVREKAA, 50 kişilik personel kapasitesi ile birlikte teknolojilerin, yazılımın ve verimli enerji çözümlerinin mühendislik ile birleştiği, bunun sonucunda ise katma değeri olan, dışa bağımlılığı azaltabilecek ve Türkiye’ye katkı sunulabilecek yeni yöntemler, yeni teknolojiler bulmak ve projeler geliştirmek amacıyla oluşturuldu. EVREKAA Ar-Ge Merkezi’ndeki fiziksel ve teknolojik tüm cihazlar, genel işleyişi hızlandıracak ve konforu artıracak şekilde uzaktan kontrol EKONOMİSİNE BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAK EVREKAA BAKANLIK ONAYINDA1Yeterli Ar-Ge yönetimi ile teknolojik varlıklar, Ar-Ge insan kaynakları, fikrî haklar, proje ve bilgi kaynakları yönetim yeteneği ve kapasitesinin bulunması gibi pek çok gereksinimi karşılamayı başaran EVREKAA ’nın onay süreci için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na başvurular yapıldı. Yerinde Ar-Ge uygulaması şeklinde olacak merkeze yönelik, bakanlık değerlendirme çalışmalarına başladı. Simgelerin Köprüsü olan 1915 Çanakkale Köprüsü hizmete giriyor. Dünyanın konuştuğu dev yapı içinde birçok ilki de barından önemli bir eser. Türkiye ve dünya ticaretine yeni bir fonksiyon kazandıracak eserin detaylarını A Haber canlı yayınına katılan mimar Prof. Dr. Nihan Şen değerlendirdi. Sesli dinlemek için tıklayınız. Prof. Dr. Nihan Şen'in öne çıkan sözleri "Bugün tarihi bir ana tanıklık edeceğiz. Yatırımı 2 milyar 545 milyon Euro olan 5 bin 500 personelin ve 750 iş makinasının çalıştığı tüm dünyanın hizmetine sunulacak olan 1915 Çanakkale Köprüsü çok önemli. Burası sadece bir köprü değil. Bunun için hakikaten mühendislik harikası diyebiliriz. Hem orta açıklığıyla hem kule yüksekliğiyle hem iki tablasıyla dünyanın ender köprülerinden biri hizmete girecek. Orta açıklığı 2023 yani Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılını ifade eden bir orta açıklık mesafesine sahip. Sadece bir köprüden öte ülke ekonomisine ciddi katkılar sunacak. 1,5 yıl önce bitirilen köprü bu tarihten sonra 1,5 yılda 618 milyon Euro bize bir kazanımı olacak yıllık da 415 milyon Euro civarında ülke ekonomisine katkı verecek. Diğer yapılan 3 köprüden ciddi bir deneyim kazandık. Çanakkale Köprüsü ile bunu taçlandırdık. Ülkemizdeki ekonomik faaliyetlere örnek veriniz. Bu ekonomik faaliyetlerden hangisinin ülke ekonomisine katkısı daha fazladır? Bir ülkede yaşayan insanların refah seviyesini yükseltmek için yapılan tüm faaliyetlere ekonomi denir. Türkiye’de ekonomik faaliyetler, sanayi, tarım, turizm ve doğal kaynaklar diye 4 grupta sayabiliriz. Ülkemizde Sanayi ekonomik faaliyeti Belirli bir işlem sonucunda ham maddenin mamul madde haline geldiği işlemlere sanayi denir. Ham maddeler doğal maddelerin olacağı gibi insanların ve hayvanların ürettiği maddelerde olabilir. Bir sanayinin kurulması gereken şartlar, ham madde, sermaye, enerji, iş gücü, pazarlama ve ulaşımdır. Ülkemizin sanayisi sermaye konusunda sıkıntısı olmakla birlikte sanayinin gelişimi için diğer şartlar elverişlidir. Ülkemizde sanayi tesisleri İstanbul-Adapazarı arası, İzmir çevresi ve Adana – Mersin arası yoğun olduğu bölgelerdir. Sanayinin geliştiği illerimiz Bursa, İstanbul, İzmit, Ankara ve Kayseridir. Son yaıllarda Güney Doğu Anadolu Bölgesinde Gaziantep, Adıyaman gibi illerimizde de sanayi gelişim göstermektedir. Ülkemizdeki Sanayi kolları, Besin gıda Sanayii, Dokuma Sanayii, Deri Sanayii, Maden Sanayii, Otomotiv Sanayii, Kimya Sanayiidir. Son yılların en gelişen sanayisi de otomotiv sanayidir. Ülkemizdeki Tarım Faaliyetleri Toprağa ekme veya dikme yoluyla ürünler üretme işine denir. Ülkemiz yüzölçümünün %36’sında tarım yapılabilmektedir. Son dönemlerde tarım da çalışan sayısı azalmakla birlikte geçmişte ülkemizin en temel ekonomik faaliyeti tarımdır. Sulamalı modern tarım üretim teknikleri ülkemizde gelişmiştir. Ziraat fakülteleri açılarak, modern tarım aletleri üretilerek, islah edilmiş tohumlar kullanılarak ve sulamalı tarıma geçilerek, önceden çok az olan üretim miktarlarında önemli artışlar olmuştur. GAP projesi en önemli tarımsal kalkınma projesidir. Tarımsal faaliyet alanları içinde sayabileceğimiz, hayvancılık, su ürünleri, ormancılık ta da önemli gelişmeler yaşanmıştır. Turizm Ekonomik Faaliyetleri Turizme bacasız sanayi de diyebiliriz. Turizm alanında son 10 yılda çok önemli başarılar kazanılmıştır. Ülkemize gelen turist sayısı her yıl bir önceki yıldan fazla olmaktadır. Ülkemizin içinde olduğu coğrafya, tarih ve medeniyetin beşiği durumundadır. Ülkemizin her köşesinde tarihi eserlere rastlanılmaktadır. Yurt dışında yapılan bu tanıtımlarla ülkemize gelen turist sayısında artışlar sağlanmıştır. Ülkemizin Ege ve Akdeniz kıyıları yaz aylarında deniz ve doğa turizmi yapılmakta, ciddi manada turist gelmektedir. Deniz kıyılarında turistik tesislerdeki kalite artışıyla birlikte yabancı turist sayılarında artış yaşanmıştır. Turizm sektörü getiri oldukça yüksek ve döviz getirisi sağlayan bir ekonomik faaliyettir. Bu sebeple de önemi çok büyüktür. Doğal Kaynaklar Faaliyetleri Ülkemizde 60 farklı değerli maden ve mineral bulunmaktadır. Özellikle bor rezervi açısındanTürkiye dünya lideridir. Dünya bor rezervinin yüzde yetmişinden fazlası Türkiye’de bulunmaktadır. Demir, bakır, linyit, kömür ve mermer gibi birçok maden işlenerek özellikle inşaat sektöründe kullanılmakta ve bu malzemeler ihraç edilmektedir. Enerji kaynakları konusunda ülkemiz sıkıntılı bir durumdadır. Çünkü enerji için kullanılanpetrol ve doğalgazın yüzde doksanı yurtdışından ithal edilmektedir. Bu da enerji için çok büyük paralar harcanmasına neden olmaktadır. 1990’lı yıllardan itibaren petrol ve kömür tüketiminden doğalgaz tüketimine geçiş hızlanmıştır. Doğalgazın diğer enerji kaynaklarınagöre ucuz olması bu geçişi hızlandırmıştır. Hidroelektrik konusunda oldukça verimli bir potansiyele sahibiz. Çünkü ülkemiz üzerinde debisi yüksek onlarca akarsu bu akarsular üzerine kurulan santrallerle elektrik üretimi iç tüketimi karşılamıştır. Hatta günümüzde Türkiye sınır komşularına elektrik ihraç eder konuma gelmiştir. En çok çıkartılan kömür linyit kömürüdür. Ancak kömürün kalitesi düşük olduğu için ihracı fazla yapılmamakta genellikle iç tüketimde kullanılmaktadır. 2008 yılında açılan Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı’yla ülkemiz enerji ulaşımındaönemli bir konuma sahip olmuştur. Azerbaycan petrolünün Türkiye üzerinden Avrupa’ya ihraç edilmesi ülkemizin stratejik önemini arttırmaktadır. Bu ekonomik faaliyetlerden hangisinin ülke ekonomisine katkısı daha fazla olan sanayi ekonomik faaliyetleridir. 1619 Tokat Niksar ilçesinde Gökçeli Barajı tamamlandığında ülke ekonomisine ülke ekonomisine 9 milyon 775 bin lira katkı sağlayacak. Tokat Niksar ilçesinde Gökçeli Barajı tamamlandığında ülke ekonomisine ülke ekonomisine 9 milyon 775 bin lira katkı ve Orman Bakanlığı, Devlet Su İşleri DSİ Genel Müdürlüğü tarafından Tokat'a yapılan yatırımlarla mümbit topraklar su ile buluşturuluyor. Tokat'ta son dönemde yapılan su yapılarının artması, bölgedeki tarımsal faaliyetlerin gelişmesinde de önemli rol oynuyor. DSİ Genel Müdürü Kaya Yıldız, Gökçeli Barajında inşaatında çalışmalarda sona yaklaşıldığını kaydetti. Gökçeli Beldesi'nin 1 kilometre güneydoğusundaki Selim Deresi üzerinde inşa edilen barajla ilgili bilgi veren Yıldız, "Gökçeli Barajı'nda, gövde sıyırma kazısı ve enjeksiyonu, beton kaplama, dolusavak kazısı, dolusavak beton imalatları ve dipsavak imalatları tamamlanmıştır. Batardo dolgusu tamamlanmış ve gövde dolgusuna devam edilmekte olup, yüzde 95 oranında tamamlanmıştır" ekonomisine 9 milyon 775 bin lira katkı sağlayacakYıldız, projenin tamamlanması ile birlikte barajın ülke ekonomisine yıllık 9 milyon 775 bin lira katkı sağlanması hedeflenmekte olduğunu belirterek, "1,03 milyon metreküp su biriktirme hacmine sahip baraj ile 2 bin 110 dekar zirai arazi sulanacak ve Gökçeli Kasabası sulama suyu ihtiyacına katkı sağlanacaktır" diye konuştu. - TOKAT Dişinden tırnağından artırarak almıştı, hırsız böyle çaldı Tokat'ta orman yangını kontrol altına alındı Tokat'ta orman yangını Kaynak İHA Gökçeli, Niksar, Tarım, Tokat, Ekonomi, Son Dakika Son Dakika › Ekonomi › Gökçeli Barajı ülke ekonomisine katkı sağlayacak - Son Dakika Bu haber İhlas Haber Ajansı tarafından hazırlanmış olup habere tarafından hiçbir editöryal müdahalede bulunulmamıştır. İhlas Haber Ajansı tarafından hazırlanan bütün haberler sitemizde hazırlandığı şekliyle otomatik servis edilmektedir. Bu nedenle haberin hukuki muhatabı İhlas Haber Ajansı kurumudur. Son Dakika Tabeladan görüntü Ekinezya Mısır Öğrenciler Hayvan -Tarladan görüntü-Yetiştirilen bitkilerden görüntü-Röportajlar-detaylar VAN VAN - Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi bünyesinde oluşturulan Tıbbı ve Aromatik Bitkiler Bahçesi ile Geofit Bahçesi’nde başarıyla yetiştirilen bitkiler, bölgedeki çiftçilere ek kazanç sağlayacak. Van YYÜ Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Tunçtürk tarafından üniversite yerleşkesinde 5 yıl önce oluşturulmaya başlanan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi ile Geofit Bahçesi'nde 300 civarında birbirinden farklı bitki türü yetiştiriliyor. Yaklaşık 5 dönümlük arazi üzerinde adaçayı, melisa, lavanta, kekik, ekinezya, nane, civanperçemi, sarı kantaron, limon otu, ıtır, hatmi, pelin otu, papatya, lavandin, sinirotu, galega, allium gibi daha birçok bitki türü yetiştirildi. Başarıyla adapte edilen 300 tür bitki, bölge çiftçilerine ek kazanç sağlayacak ve ülke ekonomisine büyük katkı sunacak alternatif bir fikir sunuyor. Oluşturulan bahçede incelemelerde bulunan Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, burada Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Tunçtürk’ten bilgi aldı. Daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulunan Rektör Şevli, Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü için tahsis edilen 100 dönümlük arazinin şu an 5 dönümünde deneme amaçlı bitki yetiştirildiğini belirtti. Burada yapılan denemelerin olumlu sonuçlar verdiğini ifade eden Rektör Şevli, “Bu 5 dönümlük arazide tıbbı ve aromatik 300 tür bitki türü yetiştirildi. Burada bitki türlerinin çeşitliliğini artırmak, bahçede deneme yaparak bitki yetiştiriciliğinde maliyeti düşürmek, çiftçilerimize bilgi vermek ve onlara destek olmak amaçlandı. Bu doğrultuda Van YYÜ olarak hem Tarım ve Orman İl Müdürlüğümüz hem de çiftçilerimiz arasında bir köprü oluşturmak istiyoruz. Deneme alanlarımızda ekilen ürünleri A’dan Z’ye çiftçilerimizle paylaşmak istiyoruz” dedi. Yaklaşık 5 dönümlük arazide sadece tıbbi ve aromatik bitki yetiştirmediklerini, aynı zamanda ülke ekonomisine katkı sunacak bitkiler de yetiştirmek istediklerine dikkat çeken Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Tunçtürk ise, “Bu bölgede ülkesel yağ ihtiyacımızı nasıl giderebiliriz diye farklı yağ bitkilerinin burada yetiştirme olanaklarını deniyoruz. Örneğin bu yüzden yağ konusunda önemli bir bitki olan aspir bitkisini yetiştiriyoruz. En büyük sıkıntılarımız hayvansal yem kaynaklarımız. Hayvansal yem kaynakları için silajlık mısır yetiştiriyoruz. Bu bölgede özellikle hayvanların kaba yem ihtiyacının karşılanması için silajlık mısırı tarla şartlarımıza sokmamız ve bunu yaygınlaştırmak için önayak olmak istiyoruz” diye konuştu. Van YYÜ Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüveyde Tunçtürk ise, bahçede yaptıkları çalışmaların amacına ulaştığını belirterek, “Buradaki amacımız, bölgemizin üretim desenine yeni alternatif bir bitki sunmaktı. Bu amacımıza burada yaptığımız adaptasyon çalışmalarıyla ulaşmış olduk. Buranın ayrıca bir önemi ve değeri var. Burada öğrencilerimize teorikte vermiş olduğumuz bilgileri uygulama şansını yakaladık” şeklinde Temmuz 2019 Pazartesi günü yayınlandı

ülke ekonomisine katkı sağlayacak bir fikir