Güven empati ve koşulsuz sevgi bizim gibi ebeveynlerde sanki zaten doğal olarak vardır. Sınır koymak? Pek sayılmaz. Çocuklarımıza güven ve özgürlük sağlamaya odaklanmak bize çok kolay geliyor; fakat bu esnada çok daha mühim olan güvenli bir şekilde kök salma/yerleşme ihtiyacını görmezden geliyoruz. Çok fazla
Bunu yapamazsın. Hayır. Olmaz. Kural koymak güvenlik ve çocuğu yönlendirmek anlamına gelir. Kural koyarak ebeveyn çocuğunu disipline eder ve bu süreçte öğrenme ve öğretme önemli yer edinir. Kurallar; çocuğun ve ailenin yapısına göre düşünülerek uygulandığında daha kalıcı ve verimli sonuçlar alınabilir.
Etiket çocuğa nasıl sınır konulur. Çocuk Gelişimi Çocuk Psikolojisi. Çocuğun Gelişiminde Sınır ve Kural Koymanın Önemi.
Serbestlik bir eğitim yöntemi olarak kullanıldığında, onaylanmayan davranışları durdurmada ve sorumluluk kazandırmada bir işe yaramadığı gibi, anne baba otoritesini ayağa düşürür. Güç ve otorite çocuğa geçer. İşe yaramadığını bildikleri halde anne babalar neden serbest davranmayı seçerler. Çünkü onlar
Yaşa ve gelişime göre sınır koymamak: 2 yaşında bir çocuğa koltuklarda yürümeme gibi bir sınır koyarsanız bu sizin onun gelişimine göre bir sınır koymadığınızı gösterir. 2
Çocuğunuzakural-sınır koyabilmek için ilişkinizin iyi olması çok önemlidir. Bu nedenle hergün yaklaşık yarım saat birlikte oyun oynamaya, gülmeye ve gevşemeye zaman ayırın. Haftanın bir günü ailecek dışarı çıkmak, dışarda keyifli aktiviteler yapmak, iyi zaman geçirmek ilişkinizi iyileştirecektir.
CgFfZ. Çocuklar erken dönemde yaşamlarına dair neyin gerekli, yararlı veya önemli olduğunu bilemeyebilir. Ebeveynler bazı kural ve sınırları koyarak çocuğu korumak görevini üstlenirler. Ayrıca ebeveynlerin çocuklarının sosyal uyum için gereken becerileri kazanmasını sağlamak gibi görevleri de vardır. Kural ve sınır koyan ailelerin bazı çevrelerce çocuklarına daha az ilgi ve sevgi gösteren ebeveynlerden oluştuğu düşünülmektedir. Ancak kural koyan aile çocuğunun yaşamını belli bir düzene sokan ve kendisini güvende hissettiren ebeveynlerden oluşur. Kural Koyarken Nelere Dikkat Etmeli? Kural koymak ebeveynlerin çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaları açısından oldukça önemlidir. Kural koymak, çoğu zaman ebeveynler açısından sanıldığı kadar da kolay bir girişim değildir. Her şeyden önemlisi çocuğun uyması gereken kuralları belirlemektir. Çocuk eğer uygun kurallar önüne getirilirse bunları uygulamaktan çekinmez ancak yerli yersiz kuralların konulması çocuğun kuralsız ve sınır ihlalleri geliştirmiş bir birey haline gelmesini sağlar. Kurallar Anlaşılır ve Net Olmalı Sınırlar anlaşılır ve net olmalıdır. Kurallar bize doğru yolu gösterir ve yanlış yola girme riskimizi azaltır. Kendinizi sisli bir dağ yolunda düşünün. İlerde viraj olduğunu gösteren bir tabela sizin uçurumdan aşağı yuvarlanma riskinizi oldukça azaltacaktır. Eğer bu tabelanın boyaları silinmiş olursa anlaşılır ve net bir durumda değildir. Bu şekilde yolu şaşırabilirsiniz ve kaza yapabilirsiniz. Bu nedenle siz de çocuğunuza kuralları koyarken kuralın anlaşılabilir ve net olmasına dikkat edin. Aksi takdirde hangi mesajı verdiği belli olmayan bir kural çocuk tarafından anlaşılamaz ve doğal olarak uygulanamaz. Kural Ortak Kararla Alınmalı Kural koyulurken ve uygulanırken anne ve babanın kural hakkında benzer düşünce ve davranışlara sahip olması gerekir. Birlikte koyulmayan bir kurala başta kurala sıcak bakmayan ebeveyn uymaz. Çocuk böylece bu kuralı uygulama noktasında ısrarcı olamaz. Uygulamaya başlanan bir kuralın hep uygulanması çok önemlidir. Birkaç kez uygulandıktan sonra uygulanması denetlenmeyen bir kural çocukta kafa karışıklığı yaratmanın yanı sıra çocuğun ebeveynlerine karşı güvenini de sarsar. Örneğin; akşam en geç eve girmeyle ilgili bir kural koyulmuşsa bu kurala herkes uymalıdır. Birkaç kez uyulup daha sonra rafa kaldırılan bir plan çocuk üzerinde olumsuz etkiye sahiptir. İyi Rol Model Olunmalı Kural koyulurken o kurala sadece çocuğun uyması beklenemez. Ebeveynlerin de kurala sadık kalmaları ve bu yönden çocuğa örnek olmaları gerekir. Çocuklar ebeveynlerini çok dikkatli gözlemlerler. Sizin dikkatinizi çekmese bile çocukları sizin davranışlarını adeta bir kamera gibi kaydediyordur. Eğer çocuğun ailece koyulan bir kurala uymasını istiyorsanız o zaman siz de onun rol modeli olarak o kurala uymalısınız. Örneğin; küfür etmenin yasaklandığı halde baba maç izlerken heyecanlandığı anda küfrederse, çocuğun da bu kurala uyması beklenemez. Rol modeli küfrediyorsa bu çocuk için olumlu bir harekettir ve o da bu eylemi gerçekleştirmekte sakınca görmez. Aşırı Kuralcılık İyi Değildir Çocuklara sınır ve kural koymak çocuğun gelişimi açısından oldukça faydalıdır ancak aşırılığa kaçılması durumunda uygulanamaz hale gelir. Her şeyin fazlası zarardır sözünü unutmamak gerekir. Çok fazla kural koymak çocuğun en önemli kurallara dahi uymamasına yol açacaktır. Evi adeta bir Nazi kampına dönüştürmek ile belli kurallar koymak aynı şey değildir. Çocuğu çok fazla sıkmadan, en önemli ve kritik kuralların koyulması uygulanabilirlik yönünden de faydalı olacaktır. Çocukla kuralları konuşmadan önce hangi kuralın daha önemli olacağını ebeveynler kendi aralarında kararlaştırmalıdır. Aile Toplantısı Yapın Ebeveynler olarak belirlediğiniz kuralları çocuğunuzla paylaşmak amacıyla bir aile toplantısı gerçekleştirebilirsiniz. Aile toplantısında çocuğunuzun da kendi istediği kuralları paylaşabilmesine fırsat tanımalısınız. Aile içerisinde çocuğunuzun da söz hakkının bulunması, onun bu kuralları kabullenmesi için oldukça önemlidir. Böylece kuralların uygulanması ile ilgili size yardım edebilir. Çocuğun ailede söz hakkının bulunması çocuğun yalnızca kurallara uyması konusunda etkinliğini arttırmaz. Aynı zamanda çocuğunuzun özgüvenini arttırır. Çocuğun beyan edeceği fikirlerin küçümsenmesi ve ona ebeveynlerin kararlaştırdığı kuralların dayatılması çok yanlıştır. Yazılı veya Görsel Hatırlatıcılar Olmalı Çocuklar bazen koyulan kuralları hatırlamakta zorlanırlar. Bu durum da kuralların uygulanmasını zorlaştıracaktır. Bu nedenle ailelerin bu konuya özen göstermeleri gerekir. Çocuğa neden hatırlamadığı üzerinden yüklenmek yerine ortak bir çözüm üzerinde yoğunlaşmalıdır. Örneğin; çocuğun yaşı küçükse daha görsel ağırlıklı ve resimlerle bezenmiş bir tablo oluşturulabilir. Ancak çocuğun yaşı nispeten daha büyükse o zaman yazılı anlaşmanın gücünden yararlanılabilir. Unutmayın ki söz uçar ancak yazı kalır. Bu anlaşmanın bir kopyası çocukta bir kopyası da ebeveynlerde bulunmalıdır. Yazılı anlaşma her zaman soru işaretlerini ortadan kaldırır ve tavsiye edilmektedir.
Çocuklara kural-sınır konulması çocuğun yararına olan psikolojik ve gelişimsel bir ihtiyaçtır. Çocuğun ruhsal ve bedensel iyiliği, toplumsal uyumu için sınırlarını bilmesi ve kurallara uyması gerekir. Bu açıdan ebeveynlerin yaklaşımı çok önemlidir. Çocuğa çok müdahaleci yaklaşılmamalı, ruhsal ve bedensel açıdan tehlike içermeyen davranışlarına dur denilmemelidir. Aksi halde çocuğun merak, keşfetme, birey olma hevesini kırar, çocukla olan güvenli ve yakın ilişkiye zarar veririz. Çocuğa uygun bir şekilde dur demek, kural-sınır koymak; çocukların güvende ve değerli olduğunu hissetmesini sağlar. Çocukların toplumsal kurallara uyma, dürtülerini kontrol etme, işbirliği yapma, keşfetme, sorumluluk alma ve hatalarını düzeltme motivasyonunu arttırır. Çocuğu hiç durdurmadığımızda ve sınır koymadığımızda; evde ve toplumda dışlanma, çatışma ve olumsuz tepki görme ihtimali artar. Toplumumuzda bazı çocuklara kural-sınır koyma güçlükleri yaşama ihtimali daha yüksektir. Risk altında olan çocukların özelliklerine baktığımızda; Ailenin ilk torunu olmak, Geç ya da yardımcı üreme yöntemiyle doğmak, Gebelik ya da bebeklik döneminde hayati tehlike atlatmak, Sürekli bir bedensel hastalığının olması, Kendinden önce bir kardeşi vefat etmiş olması, Geniş ailede yaşamak, Hem anne hem babanın çalışması, Anne-babası boşanmış ya da ebeveyn kaybı yaşaması, Hareketli, sabırsız, inatçı olması gibi faktörlerle karşılaşırız. Çocukları uyarırken nelere dikkat etmek gerekir? Çocuklar çok iyi gözlemcidir, kimin ne zaman dur dediğini, hangi durumlarda kuralın değiştiğini, kimlerin kurallara uyup uymadığını, ne yaparsa kuralları aşabildiğini kolayca fark eder. Çocuklar üzerinde söylediklerimiz yerine yaptığımız davranışlar daha etkilidir. Çocuktan beklediğimiz davranışları kendi yaşantımızda uygularsak çoğu zaman uyarmaya bile gerek kalmayacaktır. Çocuğunuz istediğinizi yapmadığında ona vuruyorsanız, kendi istediği olmadığı zaman o da vurarak istediğini elde etmeye çalışacaktır. Bazı aileler çocuğuna kural koyduğu zaman “beni sevmezse, psikolojisi bozulursa, özgüvenini kaybederse, mutsuz olursa” gibi kaygılar yaşar. Ancak yetişkin olmamıza rağmen kurallarını bilmediğimiz bir topluma girdiğimizde bocalarız. Çocuklar da ebeveynler kural koymadığında ya da kurallar sık değiştiğinde kafa karışıklığı ve güvensizlik yaşar. Bu durum başta ebeveynlerle olan ilişkisi olmak üzere diğer kişilerle olan ilişkisini olumsuz etkiler, aile farkında olmadan korktuğu durumların yaşanmasına ve çocuğun zarar görmesine sebep olabilir. Çocuklar her istediğini yapmak, istediğine anında sahip olmak ve kendine engel olunmamasını isterler. Yaşları küçük olduğu için isteklerini erteleme, bekleme, öfke kontrolü ve kendini ifade etmede zorlanırlar. Bu yüzden durdurulmaya çalışıldığında ağlama, tepinme, bağırma, eşya atma, kendine-başkasına vurma ile istediğini elde etmeye çalışırlar. Anne-baba olarak çocuğun yaşını, gelişim düzeyini, kişilik özelliklerini ve çocukla yaşadığınız geçmiş deneyimleri dikkate alın ve uygun tutum sergileyin. Örnek olarak, “Hayır, kola içemezsin” yerine, sakince “Kola içmek senin için sağlıklı değil, bu nedenle içmemen gerekiyor, istersen beraber portakal suyu sıkıp içebiliriz” diyebilirsiniz. Çocuk kabul etmez ise karşılıklı inatlaşma, tartışma ve pazarlığa girmeyin. Cümleleriniz kısa, net, kendinizden emin ve kararlı olmalı, kızgın ve yalvarır tarzda olmamalı. Siz ayrıntılı, akla uygun, mantıklı, ikna edici bilgiler ve örnekler verirsiniz, o sırada çocuğunuz amacına ulaşmak için ne yapması gerektiğini düşünüyor olabilir. Kendine, size ve çevresine zararlı olabilecek davranışlarda bulunursa sakince durdurun. Gösterdiği tepkiden kimsenin zarar görme ihtimali yoksa yanına gidip sadece göz teması kurun ve sessizce sakinleşmesini bekleyin. Yanına yaklaşılmasından rahatsız oluyor, tepkinin şiddeti artıyorsa yanından uzaklaşıp, biraz sakinleşmesini bekleyin. Çocuğa tepkisini sonlandırması için “Ağlamayı kesersen çikolata, telefon veririm” gibi rüşvet teklif etmeyin, ödül vermeyin. Böyle yapmanız çocuğun yanlış tutumunu pekiştirecek, tekrarlanma ihtimalini arttıracaktır. Öfkesi geçince yanınıza gelir aynı isteğini tekrarlarsa önceki cevabınızı aynı kararlılıkta ve sakinlikte tekrarlayın. Çocukların “hayır” denmesi gereken isteklerine “evet” demek yanlış iken, önce “hayır” dedikten sonra kararınızı “evet” olarak değiştirmek daha yanlıştır. Çocuklara kural-sınır koyarken zorlandığınızda bir başkasına baba, öğretmen, psikiyatrist şikayet etmekle tehdit etmeyin, bu davranışınız çocuk tarafından “ben sana hayır-dur diyemiyorum” olarak anlaşılır. Sonrasında çocuğa kural koymanız, hayır diyebilmeniz daha zor olacaktır. Çocuğunuza koyduğunuz kurallar ve sınırlar baş başayken, misafir geldiğinde, yolculukta ve misafirliğe gittiğinizde değişirse, çocuğunuz bunu fark edecektir. Baş başa iken dur diyebildiğiniz, kurallara uyan çocuk diğer ortamlarda beklemediğiniz davranışlarda ve isteklerde bulunabilir, sizi zor durumda bırakabilir. Ebeveynlerin kişilik yapısı, ruhsal ve bedensel hastalığının olması, maddi güçlükler, eşler arasındaki sorunlar çocuklara sınır koyulmasını zorlaştırır. Çocuğa sınır koymada anne ve babanın tutumları farklı ise dur deme konusunda çatışma çıkacak, çocuğun kafası karışacaktır. Öncelikle aranızdaki tutum farklılıklarını giderin, en azından çocuğun yanında tartışmaktan ya da diğerinin kuralına müdahale etmekten kaçının. Çocuğun sınırlarını öğrenmede zorlanması sadece anne-baba kaynaklı değildir, çocuğun karakteri ve ruhsal sorunları da etkilidir. Örneğin, hiperaktif çocuklar inatçı, fevri, ısrarcı ve sabırsız oldukları için kurallara uyma ve söz dinlemede ciddi zorluk yaşarlar. Anne-babalar bazen çocuğun durumunu göz ardı ederek kendilerini ya da birbirlerini suçlar, çocuğun bilerek yaptığını düşünürler. Bunun sonucunda daha katı bir tutumla sorunu çözmeye çalışır, kısır döngüye girerler. Çocuğunuza kural-sınır koyabilmek için ilişkinizin iyi olması çok önemlidir. Bu nedenle hergün yaklaşık yarım saat birlikte oyun oynamaya, gülmeye ve gevşemeye zaman ayırın. Haftanın bir günü ailecek dışarı çıkmak, dışarda keyifli aktiviteler yapmak, iyi zaman geçirmek ilişkinizi iyileştirecektir. Anne-baba ve çocuk arasındaki ilişkiyi bozan, sık tartışmalara ve karşılıklı öfkeye sebep olan, hem ebeveyni hem çocuğu ruhsal olarak zedeleyen sınır-kural koyma güçlüklerinde bir çocuk ruh sağlığı uzmanından yardım almak gerekir.
çocuğa kural ve sınır koyma