Biri kız, biri erkek iki çocuğu vardır. Bunları çok şık giydirir, fakat öğrenimlerine o kadar önem vermez. Oğlu Felatun Bey büyüyünce kalemlerden birine memur olur, fakat işe gidecek yerde vaktinin çoğunu eğlence yerlerinde, ahbapları ziyaretle filan geçirir. Babası ölünce payına on altı bin liralık bir miras düşer.
Romanlarda (Felatun Bey’le Rakım Efendi, İntibah, Sergüzeşt vb.) ilahi bakış açısı kullanılmıştır. Tanzimat Döneminde Göstermeye Bağlı Edebi metinler Tanzimat döneminde göstermeye bağlı edebi metinlerin genel özellikleri şunlardır:
AhmetMithat Efendi-Felatun Bey ile Rakım Efendi (Kısa Özet) Mustafa Meraki Efendi çok zengindir. Lükse düşkün, batılı tarzda yaşamaya çalışan, eğlenceyi seven biridir. Çocuklarının eğitimine önem vermek yerine onları batılı tarzda yetiştirmeye çalışır. Kıyafetlere bol bol para harcar. Oğlu Felatun Bey de babası gibi giyime kuşama önem veren, sosyete
AltınPost Yayıncılık. Romanın kahramanlarından Felatun Bey ile Rakım Efendi aynı yaşlarda, aynı derecede eğitim görmüş yakın iki arkadaştır. Felatun Bey isminden dolayı kendini çok bilgili, kültürlü biri olarak görür çevresine de böyle görünmeye çalışır. Hararetli bir kitap toplayıcısıdır.
RakımEfendi, Felatun Bey'in tam karşıtı bir tiptir. Küçük yaşta anasız babasız kalmasına, çok yoksul olmasına rağmen dadısının yardımıyla kendini çok iyi yetiştirir. Çamaşırcılık yaparak kendisini büyüten dadısına minnettardır; kişilikli bir insan olur. Çok çalışarak Fransızca öğrenir, kendisine iyi bir iş bulur, yabancılara Türkçe dersleri verir.
22 Ağu 2008. #1. Felatun bey ile rakım efendi kitabının ana Fikri. Felatun Beyle Rakım Efendi Romanı Konusu : Felâtun Bey ile Râkım Efendi veya Felâtun Bey’le Râkım Efendi, Ahmet Mithat Efendi’nin 1875 yılında yazdığı romandır. Tanzimatı takiben ortaya çıkan ilk Türk romanlarının ana teması “yanlış
0xQ6. Felatun Bey ile Rakım Efendi 1875 Ahmet Mithat Efendi Özet Mustafa Meraki Efendi'nin oğlu Felatun Bey, babası gibi giyime kuşama çok düşkün biridir. Varlıklı bir aailenin çocuğu olduğu için su gibi para harcar. Ona göre Batılılaşmak, lüks yaşamak, şık giyinmek ve eğlence yerlerinde gezip tozmaktır. Felatun Bey, yarım yamalak Fransızcasıyla yabancı aileler arasında dolaşmaktan zevk almakta, belli bir iş tutmamakta, zamanı mağazaları dolaşmakla, elbise provaları yaptırmakla, eş dost ziyaretleriyle geçirmektedir. Babası ölünce büyük bir mirasa konar; ancak varını yoğunu tanıştığı bir İtalyan kadın oyuncuya yedirir. Baba mirasını hepten tüketince, eski aile dostları yardımına koşar, ona istanbul dışında bir iş bulurlar. Felatun Bey, büyük bir utançla İstanbul'dan ayrılmak zorunda kalır. Rakım Efendi, Felatun Bey'in tam karşıtı bir tiptir. Küçük yaşta anasız babasız kalmasına, çok yoksul olmasına rağmen dadısının yardımıyla kendini çok iyi yetiştirir. Çamaşırcılık yaparak kendisini büyüten dadısına minnettardır; kişilikli bir insan olur. Çok çalışarak Fransızca öğrenir, kendisine iyi bir iş bulur, yabancılara Türkçe dersleri verir. Evine cariye olarak aldığı Canan'ı eğitir, yetiştirir ve sonunda onu severek onunla evlenir. Mutlu bir evlilik yaşarlar. I. OLAY ÖRGÜSÜ Romanın kahramanlarından Felatun Bey ile Rakım Efendi aynı yaşlarda, aynı derecede eğitim görmüş yakın iki arkadaştır. Felatun Bey isminden dolayı kendini çok bilgili, kültürlü biri olarak görür çevresine de böyle görünmeye çalışır. Hararetli bir kitap toplayıcısıdır. Yeni çıkan ilmi eserlerin hepsini üzerine adının ilk harflerini yazdırmak suretiyle ciltlettirip getirterek kitaplığına koyar. Fakat o, aldığı kitapları hiçbir zaman açıp okumaz. Kendileri büyük bir devlet dairesinde çalışmakla birlikte, buraya pek uğramayıp her geçen gün değer yargılarına biraz daha yabancılaşarak güzel Fransız kadınlarıyla çıkarlara dayanan kısa ömürlü aşklar yaşarken, kötü sonunu hazırlamakta olduğunun farkında değildir. Rakım Efendi ise tam tersi, ağırbaşlı, çalışkan, vaktini boşa harcamayan biridir. Onun ilişkileri karşılıklı çıkarlara dayanmamaktadır. Rakım Efendi de gezip eğlenmeyi, çalgılı alemleri sevmektedir ama, ona göre her şeyin bir ölçüsü vardır. Rakım Efendi, Fransızca, Arapça ve Farsça’yı anadili gibi bilmektedir. Onun bu özelliği, Asmalımescit semtinde oturan İngiliz ailenin dikkatini çeker ve evin kızlarının babası Bay Ziklas, Rakım Efendi'den, kızlarına ders vermesini ister. İngiliz kızlarına ders vermeye başlayan Rakım Efendi, bu kızlardan birinin kendisine aşık olduğunun farkında değildir. Kendisi de ev işlerine yardım etmesi için alınan güzel hizmetçisi Canan'a âşık olmuştur. Çaresiz fakat, temiz aşklar ile karşı karşıya kalan Rakım Efendi ile menfaatler üzerine kurulu ilişkiler içinde yaşayan Felatun Bey'in maceralarını okurken, bir dönemin yaşantı biçimini oluşturan değer yargılarının panoramasıyla karşılaşacaksınız. Bu romanda ortaya koyduğu temel karşıtlık Felatun Bey’le Rakım Efendi'nin temsil ettikleri tembellikle israf ile çalışkanlık ve tutumluluk arasındadır. batılılaşmayı yanlış anlayan Felatun Bey'in karşısına doğru anlayan Rakım Efendi'yi koyarak ideal sayabileceğimiz bir Osmanlı efendisi çizer. Romanda Felatun'dan daha çok üzerinde durulan Rakım para işlerinde dikkatli,çalışarak kazanan,fakirken durumunu düzeltebilen başarılı bir biraz da kendisi olduğu iki adamı karşılaştırmak amacı romanın konusunu da ile Rakım'ı benzer olaylar ve durumlar içerisine yerleştirerek aralarındaki farkı belirler. II. TEMALAR Ferdi Tema Eserde en çok dikkat çeken ferdi temaların başında aşk konusu ile Canan arasında yaşanan saf ve temiz aşk, bu duygunun kural ve sınıf tanımadığını ortaya koyması bakımından ki biri kültürlü öbürü ise para karşılığı satın alınan cahil birisidir, ancak bunun yanında Canan zamanla Rakım tarafından- bir nevi yazarın isteğiyle diyebiliriz- kendisine layık bir duruma getirilince bu fark ortadan yandan İngiliz kızlarının özellikle Can’ın Rakım’a karşı beslediği karşılıksız aşk duygusu da dikkate değer bir olaydır. Eserde şehvet duygusuna da yer kendinden yaşça küçük olmasına rağmen Rakım’a karşı hissettiği cinsel duygularla karışık insani sevginin romanda önemli bir yeri vardır. Kıskançlık duygusuna da az da olsa aşk duygusu dahilinde yer daha çok paylaşmaya karşı duruş şeklindeki bir duyguyu da gerek Canan’da gerek İngiliz kızlarının her ikisinde de birbirlerine karşı kendini göstermektedir ki bu da yine Rakım’a karşıdır. Ayrıca acıma duygusu da güçlü bir şekilde Can’ın kendisine karşı beslediği tek taraflı aşk yüzünden düştüğü amansız hastalık nedeniyle her geçen gün daha da erimesini görünce ona çok bu hastalığın sebebinin kendisi olduğunu öğrenince, üzüntüsü ve acıma duygusu onda adeta ıstırap haline gelmiştir. Sosyal Tema Eserde sosyal tema ferdi temaya göre daha arka planda yazar ağırlıklı olarak tek bir sosyal temayı işlediği için eserin bütününden bu konuyu çıkarmak pek kolay konu ise “Batılılaşma” konusu ve batılılaşma karşısında bizim toplumumuzun ve kültürümüzün nasıl etkilendiği Rakım Efendi ve Felatun Bey, iki örnek tip ele alınarak batılılaşmayı nasıl anladığımız masaya konmaya ve çağdaşlaşma yolunda Avrupa’dan yalnız bilim ve teknik yönünden faydalanmamız gerektiği gerçeği okuyucuya verilmek dışında kalan yaşam biçimi, milli zevklerimiz, milli kültürümüz asırların birikimiyle zaten bizde en özgün biçimde mevcuttur düşüncesi dile getirilmiştir. Eserde bunun yanında o zamanların amansız hastalığı olan “Verem” konusu da hastalık o zaman için tedavisi olmayan ve kurtuluşu zor olan bir hastalık olduğu için halk arasında korku duyulan bir durumdur. III. KİŞİLER Bakımından Kişiler Derecedeki Kişiler Rakım Efendi İki zıt tipin karşılaştırılması şeklinde oluşturulan bu romanda en çok konu edilen kişi Rakım Efendi ağırbaşlı, çalışkan, vaktini boşa harcamayan biridir. Onun ilişkileri karşılıklı çıkarlara dayanmamaktadır. Rakım Efendi, Fransızca, Arapça ve Farsça’yı anadili gibi bilmektedir. Bu özellikleriyle Rakım Efendi kültürlü, bilgili, çağdaş ve batılılaşmayı doğru anlayan bir tip olarak göze çarpmaktadır. Aynı zamanda o,ahlaklı ve iyi huy olarak gördüğümüz tüm davranışları üzerinde toplamıştır ki bu yönüyle tam bir Osmanlı beyefendisi özelliği göstermektedir. Rakım Efendi saydığımız özellikleriyle adeta okuyucunun zihninde bir melek olduğu düşüncesini uyandırmıştır. Ancak yazar bu durumda romana müdahale ederek Rakım Efendi’nin sonuçta bir insan olduğu gerçeğini okuyucuya göstermektedir. Bunu da roman içerisinde gerek Josefino ile girdiği gizli, ancak pek de fena sayılmayacak ilişkiden gerek ev içinde Canan ile girdiği ilişkiden gerekse de çok nadir de olsa Felatun Bey hakkında zihninden geçirdiği haklı ve olumsuz düşüncelerden yararlanarak okuyucuya göstermektedir. Felatun Bey Romandaki zıt kişiliklerden olumsuz tarafı temsil eden Felatun Bey isminden dolayı kendini çok bilgili, kültürlü biri olarak görür çevresine de böyle görünmeye çalışır. Kendileri her geçen gün değer yargılarına biraz daha yabancılaşarak güzel Fransız kadınlarıyla çıkarlara dayanan kısa ömürlü aşklar yaşarken, kötü sonunu hazırlamakta olduğunun farkında değildir. Yazar bu tip sayesinde okuyucuya yapmaması gereken davranışları açık bir şekilde söylemekte ve okuyucunun Rakım Efendi ile bu tip arasında bir seçim yapmasını istemektedir, ancak Felatun Bey’in çirkin taraflarını göstererek seçimi okuyucuya bırakmıştır. Ayrıca zamanın genel düşünce yapısı Felatun Bey üzerinde toplanarak taklitçiliğin etkisiyle kişinin yozlaşması okuyucuya çok çarpıcı bir şekilde verilmiştir. veya Karşı Gücü Temsil Eden Kişiler Romanda varlığını açık olarak hissettiğimiz düşman veya karşı gücü temsil eden bir tip bulunmamaktadır, ancak bu bahiste Rakım Efendi’nin tam zıttı davranışlar sergilemesi bakımından Felatun Bey’i zikredebiliriz. Edilen ve Korku duyulan Kişiler ya da Kavramlar Burada Canan’ın adını verebiliriz. Rakım Efendi Canan’ı satın aldığı ilk sıralarda bu kızın sağlıksız ve bakımsız durumda olması sebebiyle Canan’a herhangi bir ilgi duymamıştır, fakat Canan’daki zarifliği ve güzelliği daha ilk bakışında fark etmiştir. Dadı Kalfa’nın iyi bakıcılığı ve Rakım’ın da çok yakın olarak ilgilenmesi sonucunda adeta Canan’ın içindeki cevher ortaya çıkmıştır. İleride yönlendirici kişiler bahsinde sayacağımız Josefino’nun etkisi yardımıyla da Rakım bu çekiciliğe daha fazla karşı yanında Dadı Kalfa da Canan’ı etkilemekte ve ona Rakım’ı nasıl etkileyeceği konusunda taktikler Dadı Kalfa gerek Josefino mükemmel kişiliklere sahip olan bu iki çocuğun birbirine çok yakışacağını düşünmekte ve her ikisi de bu çocukları etkilemek ve birbirine kavuşturmak için başarılı olana kadar büyük çaba harcamışlardır. Kişiler Josefino Bu kişi roman içerisinde büyük bir etkiye sahip olması sebebiyle önemli bir yere sahiptir. Bir arkadaş toplantısında Rakım’la tanışan Josefino Rakım’la daha yakın bir ilişki kurmak için özel bir çaba harcamış, Canan’a ders vermeyi sadece Rakım’ın dostluğu karşısında kabul etmiş, kısa süre sonra Beyoğlu’ndaki kendi evinde Rakım’la bir muhabbet içerisine isteyerek girmiştir ve böylece kendi egosunu tatmin etmiştir. Belki bu tatminlikten dolayıdır ki yaşça küçük olmasına rağmen çok beğendiği Rakım’ı en az Rakım kadar sevdiği Canan’a daha layık gördüğünü yolla Canan’la Rakım’ın mutluluğuna büyük katkıda bulunmuştur. Dadı KalfaFedayiYönlendirici özelliği Canan üzerinde ağır basan Fedayi eve ilk geldiği sıralarda toy ve eğitimsiz olan Canan’ın yetişip serpilmesinde büyük etki yapmış, Rakım’ın gözü önünde Canan’ın yeniden doğmasını sağlamıştır. Bunu yaparken de bu iki çocuğu birbirine çok yakıştırdığı için kızın içine Rakım’a karşı aşk tohumunu kendisi serpmiştir. Bu kişinin evde yapılması gereken bazı işlerin ve halledilmesi gereken eksiklerin tamamlanması için Rakım’ı uyarması bakımından da bir yönlendirici tarafı bulunmaktadır. Doktor Z Doktor İngiliz kızın Rakım’a karşı duyduğu derin aşk sebebiyle ince hastalığa düştüğü sırada romana girmiştir. Yaptığı ilginç muayene sonunda teşhisi koymuş ve kızın dermanının da Rakım Efendi’de bulunduğunu belirtmiştir. Burada Mister Ziklas’ı kızla Rakım’ın evlenmesi gerektiğine inandırması bakımından yönlendirici bir kimliğe sahiptir. Kişiler Can Bu romanda alıcı kişi olarak en başta Can’ı sayabiliriz. Rakım bu İngiliz kızlara ders vermeye başladıktan ilk zamanlardan beri her ikisini de büyük ölçüde etkilemiştir, ancak bunun farkında değildir. Gerek düzgün bir fizik ve yüz yapısına gerek iyi huy ve ahlaka sahip olması bakımından kızlara kendisini ki, Can aradan geçen yaklaşık bir sene sonra devasız bir derde tutulmuş,günden güne erimeye ki Rakım’ın bu durumdan haberi ancak bu anda anlaşılmaz bir şekilde Can yakalandığı bu amansız hastalıktan kurtuluyor ve tekrar hayata olayda Can’ın rolüne bakacak olursak Can kendi kendini böyle bir derde düşürüyor ve sonunda da akıl almaz zararlar görüyor. Margrit İngiliz kızlardan Margrit kardeşi Can kadar etkilenmese de roman içinde Rakım’dan o da etkilenmiş ve hayatından eskisi kadar zevk almamaya başlamıştır. Zira Margrit de babası tarafından bu olaylarda daha fazla zarar görmemesi için İstanbul’dan başka bir yere gönderilmiştir. Kısaca Margrit için de Rakım’la yakınlaşması sonucu onun da olumsuz yönde etkilenen kişilerden olduğunu söyleyebiliriz. Polini Bu kişilik romanda para ve zevk düşkünü olan ve varlıklı erkekleri sömüren bir özellikte verilmiştir. Bu kadın alafranga kültürünün tipik bir örneği olarak görünmekle beraber hafiften de meşrep biridir. Roman içerisinde Felatun’a kumar gibi kötü bir alışkanlık karşısında destek olmakta onu teşvik alemlerinde,kumar masalarında Felatun’un serveti tükenince Polini Felatun’u terk etmiş,ancak Rakım’ın tüm uyarılarına rağmen Felatun bu olaydan sonra durumu özellikleriyle Polini çıkarcı ve şeytan kadın olarak karşımıza çıkmaktadır. Kişiler Mister ve Misters Ziklas Bu iki kişilik sadece Rakım Efendi’nin iyi özelliklerini dile getirme, okuyucuya sunma, aynı zamanda Felatun Bey’in çirkinliklerini de hatırlatarak bu iki kişilik arasındaki farkın hatırda kalmasını sağlamak amacıyla romanda yer almaktadır. Aslında iyi ile çirkin olanın karşılaştırılmasının yapıldığı romanda gerçekte yazarın düşünceleri olan iyi huy ve erdemlerin savunulması çoğunlukla bu iki kişinin ağzından verilmek kişilerin romandaki rolleri bundan ibarettir ve yardımcı kişi olarak gözümüze çarpmaktadırlar. Dekoratif unsur Durumundaki Kişiler ve Kavramlar Mihriban Hanım Roman içerisinde pek bir görevi olmamakla beraber Felatun Bey’in kardeşi olarak ara sıra hatırlanmaktadır. Mihriban Hanım alafranga hayatı seçmiş olan bir aileden gelmiş olmasına rağmen babasının ölümünden sonra Felatun Bey kendisiyle ilgilenmemiş, kendisi de orta halli biriyle evlenerek alaturka hayata mahkûm olmuştur. Bilgisiz ve narin yetiştirildiği için bu evlilikten sonra kocası tarafından bir eğitime tutulmuştur. Kişinin aslına dönmeye mecbur kalmasını göstermesi bakımından romanda önemli bir yere ve role sahiptir. B. Tipleri Bakımından Kişiler Toplumsal Tipler Kadın Tipleri Orta Halli ve Koruyucu Kadın Tipi Dadı KalfaFedayi Bu romanda Fedayi koruyucu kadın tipine en iyi örnek olarak görünmektedir. Rakım Bey’in babası öldükten sonra Rakım’ın annesiyle beraber bu çocuğa annelik yapmış, annesi öldükten sonra da Rakım’a adeta can yoldaşı olmuştur. Kendi çocuğu yerine koyduğu Rakım’ın mürüvvetini görmeyi tam bir anne edasıyla istemiştir. Rakım’ın Canan’ı satın almasından sonra da Canan’ı kızı yerine koymuş ve Rakım’a karşı sergilemiş olduğu koruyuculuk görevini Canan’a da almış olduğu isim de bu özelliğine uygunluk göstermektedir. Düşmüş Kadın Tipi Polini Bu tipe birebir uymamakla beraber Polini’yi, Felatun Bey’in serveti tükenince onu terk etmesi bakımından bu bahiste bir hayat kadını değildir ancak yiyici bir kadın olarak bu durumu ise Felatun hariç bütün Beyoğlu ahalisi tarafından bilinmektedir ve Rakım tarafından da uyarılmasına rağmen Felatun kendini bu gafletten kurtamaya bile tipin romandaki bir başka özelliği de erkeği avucunun içine almayı çok iyi beceren bir karaktere sahiptir. Genç Kız Tipleri DuyguluOnurlu Genç Kız Tipi Can Bu romanda Can kendi içinde yaşadığı fırtınaları dışa vurmayan veya vuramayan, hislerini içine atarak sonunda kendi çöküşünü hazırlayan, ancak ölüm döşeğinde duygularını dışa vurabilen bir tip olarak karşımıza bu iç fırtınalarına rağmen kalbinde başkası olduğuna inandığı Rakım’ı kendisi gibi feci bir sona mahkum etmemek için bir şekilde hayata tekrar döndükten sonra da neredeyse kendi sonuna sebep olacak olan aşkını kalbine gömmeyi başarmıştır. Margrit O da kardeşi gibi duygulu bir kişiliğe az Can kadar Rakım’dan etkilenmiş ve kardeşi hayattan kopmaya başladıktan sonra da onun gibi olmamak için duygularına esir olmadan onları bastırmayı İstanbul’dan ayrılırken o da sırrını Rakım’a açmıştır. Fırsatçı Tipi Rakım Efendi Rakım Efendi genç yaşta olmasına rağmen büyük bir olgunlukla kendi durumunu düzeltmek ve ailesi saydığı iki kişiyi daha rahat yaşatmak için eline geçen fırsatları değerlendirmeyi bilmesi bakımından fırsatçı bir kişiliğe sahiptir. Felatun Bey Bu kişi ise romanda fırsatçı özelliğini Rakım Efendi gibi iyiliği ve refahı için kullanmamış, tersine servetini ve şerefini azaltacak yerlerde fırsatçılığını günü birlik ilişkiler bulmakta onun üstüne yoktur. Ruhsal Tipler Felatun Bey Felatın Bey’in ruhsal yapısı romanda işlenmemekle beraber aslında kendi içinde bir çelişki yaşadığı açık olarak bağlı olduğu kültürel yapıyı göz ardı ederek aslında yabancı olduğu bir yaşama kendini dahil etmiş olması bakımından ruhsal ve düşünce yapısında bazı bozukluklar var diyebiliriz. Esir Tipler Canan Bu romanda dönemin sosyal yapısı hakkında da bilgi alabileceğimiz bu bahiste en iyi örnek olarak Canan’ın adını Efendi bu kızı satın aldıktan sonra onu sanki esir değil de evlatlık almış gibi davranmış, sonraları ise onunla evlenmeyi bile da bu kaderine karşı gelmemekte, efendisine ve dadına karşı görevini layıkıyla yerine getirmektedir. Bunun dışında gerek Ziklas ailesinin gerek Josefino’nun hizmetçileri de roman içerisinde yer yer ortaya da bu kavrama dahil oldukları için bu bahiste söylenebilirler. IV. ZAMAN Zaman Bu romanda zaman kavramı belirtilmemiş, olayların gerçekleştiği ve kişilerin bulunduğu zaman tam olarak verilmemiş, bu kavramın okuyucunun kendisi tarafından anlaşılması sağlanmaya çalışılmış. Felatun Bey ile Rakım Efendi adlı romanda olaylar XIX. yy.’ın sonları ve XX. yy.’ın başlarında geçtiği da Osmanlı Devleti’nin yıkılmaya yüz tuttuğu için aydınların devleti kurtarma çabasına düştüğü, türlü fikirlerin ortaya atıldığı yıllara denk dönemde Türk aydınlar Avrupa’ya gitmiş, orada gördükleri yenilikleri kendi vatanlarına getirmeye çabalar sonucunda birçok yenilik yapılmış, her alanda iyileştirmeye gidilmiştir. Ancak kültürümüzde görülen aşırı yozlaşma, dilimize giren aşırı fazla yabancı sözcük, batılılaşmayı ve gelişmeyi yanlış anlamayla gelen taklitçilik nedeniyle yenilik hareketleri amacını bulamamıştır. Romanda da gördüğümüz alafranga kültüre özenti ve kendi benliğine giderek uzaklaşma olgusuna bakacak olursak romanda sosyal zamanın 1870 ve 1880’li yıllar olduğu zamanda Rakım Efendi’nin Fransızca tercümeler yapmasına bakacak tahminimizin doğru olduğu Batıdan yapılan çeviriler ilk defa Tanzimat yıllarında yoğun ve sağlıklı olarak yapılmıştır. Zaman Ahmet Mithat Efendi’nin bu eserinde ferdi zaman sosyal zamana göre daha belirgin bir kişilerinin yaşadığı olaylar belli bir kronolojik sıraya konmuştur, ancak yazar yer yer geriye dönerek belli bir zamandır unutulan kişiler hakkında bilgi vermiş ve o anda ne halde olduklarını okuyucuya bildirmiştir. Yazar olayları anlatmaya geriden başlamış, ana kişilerin öz geçmişlerini ve hayatlarını okuyucuya iki bölüm Felatun Bey ve Rakım Efendi’nin böylece aile hayatlarının ve geçmişlerinin anlatılmasıyla asıl bölümleri ise üçüncü bölümde başlar. Buna rağmen ikinci bölümde Rakım’ın eğitimine kendi çabasıyla dört yıl faydalı bir şekilde devam ettiği söylenmiştir. Üçüncü bölümde Rakım İngiliz kızlara derse gitmeye başlar, aynı zamanda da Canan’a ders vermeye ay sonra Canan Türkçe’yi öğrenmedeki başarısıyla İngiliz kızları Rakım’ın evine geleli üç ay olmuştu ki Canan’ın iyileştiği her geçen gün daha da belli olmakta,güzelleşip serpilmeye başlamıştır. İngiliz kızlara ders vermeye başlayalı altı ay olmuştu ki kızlar Türkçe’yi iyi öğrenmişler, okuyup yazmakla kalmamış ve düzgün cümleler kurmaya başlamışlar, dili yanlışız kullanmaya başlamışlardır. Eserde bir ara unutulmuş olan Feletun Bey aradan geçen üç ay içerisinde Polini’nin nasıl biri olduğunu anlamış, paraların suyu çektiğini görünce aklı başına boş yere yapılan masraflar ona ağır gelmeye bu arada Felatun’u terk etmiş ve Felatun bu olayları Rakım’a anlatmıştır. Rakım’ın Canan’ı satın almasının üzerinden bir seneden fazla süre geçmişti ki bu iki genç olayların sonunda evlendiler. Can’ın ise iyileşmeye başlayıp da ilk olarak ayağa kalkmasının ardından iki buçuk,üç ay kadar geçmişti ki Margrit İskenderiye’den ve Can’ın yavuklusu İzmir’den ve Margrit ile evlenmesi yine bu aralık kararlaştırılan bir yeğeni de Halep’ten gelip kasım üzeri bunların evliliği yapılmıştır ve düğünde Rakım bile oynamıştır. Bu düğünün üzerinden de altı ay geçmişti ki Canan ile Rakım’ın bir erkek çocukları oldu ve bu mutlu haberle yazar sözlerine son vermektedir. V. MEKÂN Geniş Mekânlar Romanda geniş mekân fazla önem taşımamakta, ancak yaşanılan yerin büyük bir şehir olduğu hemen okuyucu tarafından geniş mekân Osmanlı’nın dışa açılan penceresi olan İstanbul gibi büyük bir şehirdir. İstanbul Türk halkı için daima çok önemli bir merkez olmuştur. Türk milleti gerek Anadolu’ya girdikten sonra gerek Osmanlı kurulduktan sonra her zaman İstanbul’a ulaşmaya yüzyıllar boyunca oradan yönetilmiş, bütün yenilikleri ilk İstanbul halkı görmüş, orası Türk milletinin adeta vitrini olmuştur. Romanda da gördüğümüz gibi şehir hayatı çok hareketli verilmeye çalışılmış ve büyük kentlerin mozaik olma özelliği başarılı bir şekilde İngiliz ailesine, Çerkez esireCANAN,Rakım’ın Rum dostlarına ve Fransız Josefino’ya bakacak olursak bunu daha iyi anlayabiliriz. Ana Mekânlar Bu romanda ana mekânlar ana mekânın sınırlı oluşu, romanın bütününün belli birkaç farklı alanda başlayıp bitmesi , olayların sınırlı bir çevrede gelişmesinden ve kişilerin de az olmasından romanın böyle olması kişiler arasındaki ilişkilerin daha açık ve daha ayrıntılı olarak verilmesine zemin hazırlamıştır. Romanda olaylar en çok Rakım’ın evinde dışında Mister Ziklas’ın evi ve Josefino’nun evi eserde yer almakta ve bazı kısımlarda önemli sayılabilecek olaylar bu mekânlarda Rakım’ın evi çok ziyaret edildiği için yazar orayı tasvir etme ihtiyacı duymuştur Ev bir katlı mutfak,kiler,odunluk ve ev altı üç odalı ve bir salonlu, duvarları kağıtlı ve güzel halılar özellikleriyle tam bir Türk evi görüntüsündedir. Bunun dışında fazla ve gereksiz mekân tasvirlerine yer verilmemiştir. İç Mekânlar İç mekân romanda olayların çoğunlukla gerçekleştiği yerler olmasına rağmen kişilerin ruh hallerine fazla etki etmediği için tasvire de gerek iç mekânlarda da olaylar belli bölümlerde sınırlı kalmış, genellikle evlerin salonlarında birkaç bölümde Canan’ın bir defa Rakım’ı bir defa da Josefino’yu yatırmak için Rakım’ın odasına girilmiş, yine Rakım’ın evinde İngilizlere verilen davette diğer odalara geçilmiştir. Dış Mekânlar Dış mekânlar da eserde sıkça yer bulmuş,ancak bunlar hep Rakım Bey bir yerden bir yere giderken sadece adı geçen Beyoğlu, Posta Sokağı, Postabaşı, Tophane, Salıpazarı gibi yerler devamlı Rakım’ın yol güzergahını belirtmek için anılmıştır. Ayrıca bir de hep beraber gittikleri Kağıthane’deki kır gezintisi günlerini burada geçirdikleri için yazar da bu tabiat parçasının o anki durumunu biraz okuyucuya verme ihtiyacı duymuştur. Mekân-İnsan İlişkisi Eserde mekânın insan üzerinde herhangi bir etkisi yüzden tasvire de çok yer evlerin genel durumunun aile yaşantısına uygunluğu bakımından bazı değerlendirmeler eser içerisinde kişilerin ağzından Rakım’ın evi tam olarak Türk ev yaşantısına yanında Felatun Bey’in babasının kendi evlerini alafranga yaşantısına göre düzenlemesi önemli bir ayrıntıdır. Mekân-Eşya İlişkisi Eserde mekân-eşya ilişkisi de kişilerin yaşam biçimlerine göre dikkate alınmış, yaşadığı yerler kültür farklarına göre da kişiler üzerinde etki bırakan unsurlar olmadığı için eşyaların ev içindeki dizilişleri, mekânla olan uyumlulukları ve eşya tasvirleri gibi konulara önem verilmemiştir. VI. BAKIŞ AÇISI VE ANLATICI Konumu Felatun Bey ile Rakım Efendi adlı romanda gözlemci anlatıcı yazar Anlatıcı tekniği kullanılmıştır. Bu tekniğe göre anlatıcı olaylara görgü tanığı konumundadır ve olaylara belli bir mesafede durur. Yazar gördüklerini ya nesnel olarak anlatır ya da etken bir biçimde olaylara kendi düşüncelerini de katar. Gözlemci anlatıcı bu romanda da olduğu gibi bazen kendini açıkça belli eder, olayları keserek araya girer ve kendi fikrini söyleyerek okuyucuya kendi tercihini taraftan anlatıcı hakim bir konumdadır ve olayların öncesini sonrasını ve o anını her zaman her yerde ve her olup biteni bilir, yeri gelince her şeyden haber verir. Diğer yandan olaylara müdahalesi, kişileri yönlendirmesi, soru sorması ve yanlı tutumuna bakacak olursak yazar anlatma yöntemini baktığımız zaman olayların geçmiş zamanda gerçekleştiği ve sonradan anlatıcı yazar tarafından okuyucuya bildirildiği görülür ki bu da anlatma tekniğinin bir özelliğidir. Tutumu Ahmet Mithat Efendi’nin bu eseri romantizmin etkisinde yazılmış bir kendi tasarrufu eserde bayağı etkili bir şekilde kendini göstermektedir ve yazarın yanlı tutumu etkisiyle okuyucu yönlendirilmeye çalışılmaktadır. Romanda iyi ile kötünün karşılaştırılması yapılmış iyinin yanında kötü olan da açık olarak gözler önüne yazarın düşünceleri gerçekçi bir tutumla verilmek istenmiş iyinin savunuculuğu yapılmıştır. Felatun Bey’in yozlaşmış kişiliği ve taklitçiliği eserde yerilmiş, okuyucuya “Kendi özüne sahip çık.” denilerek Rakım Bey övülmüştür. Yazarla Eseri Arasındaki İlişki Eser yazarın, kalemine ne derece hakim biri olduğu konusunda bir kanıt halka ifade etmek için bir araç olarak kullandığı romanı eğitici bir unsur olarak görmüştür. Anlatma tekniğini kullandığı bu eserinde yazar, halka sunmak istediği düşüncelerini Rakım Bey’in ağzından duruma bakacak olursak yazar bu romanda bir nevi kendini de bundan dolayı olayların geçmişini ve geleceğini bilmektedir ve hakim bir bakışla esere dahil durumdadır. Açısı Yazar eserinde bir fikrin savunmasını yaptığı için kişilerden ve anlatım biçiminden ziyade olayları öne çıkarmaya arasındaki etkileşim, kişilerin iyi ve kötü tarafları çerçevesinde doğru ve yanlış olanın değerlendirmesi, kişilerin birbirini yönlendirmesi gibi unsurlar eserde yazarın istediği şekilde kullanılmıştır. Esere farklı kişilerin gözüyle baktığımız zaman olayları bazen dıştan içe bazen de içten dışa olarak bakımdan eserin baş kahramanlarından Rakım Efendi yeri geldiğinde yönlendirici yeri geldiğinde yönlendirilen kişi olabilmektedir. Eserde aslında içten dışa dönük anlatım fazla yer almamaktadır, ancak gerçekte yazarın düşünceleri olan Rakım’ın Felatun hakkındaki düşünceleri ve bunun tam tersi Felatun’un Rakım hakkındaki düşünceleri iç konuşmaları şeklinde verilmiştir.
Felatun Bey İle Rakım Efendi Özeti Ahmet Mithat Romandaki iki tipten Felatun Bey, alafranga ö-zentileri olan, züppe bir tipi temsil eder, çevreye karşı gülünç durumlara düşer. Diğer tip ise bir anlamda Ahmet Mithat’ın kendisidir. Yeniliklere açık, çalışkan, gerçekçi… Yani yazarın idealize ettiği bir Osmanlı beyefendisi olan Rakım efendi. Feiatun Bey, babasından kalan mirası har vurup harman savurur. Roman, okuma ve öğrenim yoluyla iş ve kazanç sağlayarak sınıf değiştiren, zenginleşen Rakım Efendi’nin zaferiyle biter. Mustafa Kemal Atatürk ve TDK Karabibik Özeti Nabizade Nazım » Alt KategorilerPDF
Felatun Bey’le Rakım Efendi yanlış Batılılaşma temasını işleyen ilk romandır. Eserde Batılılaşmayı tüketim kültürü boyutuyla algılayan alafranga züppe tipi Felatun Bey anlatılmış ve bu tipin daha iyi canlandırılması için karşısına Avrupa kültürünü özümsemiş Rakım Efendi tipi çıkarılmıştır. Felatun Bey’le Rakım Efendi Özeti Kalem memuru Felatun Bey, işe gitmez, vaktini eğlence yerlerinde geçirir. Babası ölünce kendisine büyük bir miras kalır. Potini adında bir aktrise âşık olur ve servetini bu kadın uğruna tüketir. Baba dostlarından birinin yardımıyla Akdeniz adalarından birinde bir mutasarrıflık kaymakamlık elde ederek İstanbul’dan ayrılır. Rakım Efendi ise babasını daha bir yaşında kaybetmiş, zor şartlarda öğrenimini tamamlamış ve bir kalemde memur olmuş, bu arada Fransızca öğrenmiştir. Bir matbaacıya kitap çevirmekte, yabancılara Türkçe dersi vermektedir. Böylece epey para kazanır. Canan adlı küçük bir cariye satın alır ve onu eğitimini üstlenir. Yetişkin bir genç olunca da onunla evlenir.
Yazarın Rodos adasında sürgün olduğu yıllarda yazdığı bir romanıdır. Yazar bu romanında iki tipin çatışmasını anlatır. Romanda Felatun Bey, Batı’ya özenen, halktan uzaklaşan ve alafranga davranışlarıyla gülünç duruma düşen bir tiptir. Rakım Efendi ise akıllı, yeniliklere açık, eğitime önem veren, çalışkan bir tiptir. Rakım Efendi, Ahmet Mithat Efendi’nin kendi yaşamından bir yansımasıdır adeta. Roman, romantik anlayışa uygun bir biçimde yazılmıştır
Ahmet Mithat Efendi'nin en bilinen eserlerinden olan Felatun Bey ile Rakım Efendi romanının geniş bir özetini dönemi yazarlarından olan Ahmet Mithat Efendi, yaşadığı dönemde verdiği, çoğu roman, 200’ün üzerinde eser ile Türk edebiyatında “Yazı Makinesi” olarak anılır. Yazdığı romanların fazla olmasının yanı sıra yaşadığı dönemde roman türünün tam oturmamış bir tür olması ve sanat yapmak için değil halkı eğitmek için yazması Ahmet Mithat Efendi’nin eserlerinin sanatsal yönden zayıf ürünler olmasının başlıca sebepleridir. Felatun Bey ile Rakım Efendi, Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Paris’te Bir Türk romanların yazarı olan Ahmet Efendi’nin hayatı, edebi kişiliği ve eserleri hakkında daha ayrıntılı bilgi için “Ahmet Mithat Efendi’nin Edebi Kişiliği” başlıklı yazıya göz gezdirebilirsiniz. Biz bu yazımızda Ahmet Mithat Efendi’nin Felatun Bey ile Rakım Efendi romanının geniş özetini yapacağız. Felatun Bey ile Rakım Efendi Romanının Konusu Giyimine çok önem veren, baba parası ile yaşamaya alışmış Felatun Bey ile ailesini küçük yaşta kaybetmiş, yoksulluk içinde büyürken bir yandan da kendini geliştirmeye çalışan, azimli, çalışkan biri olan Rakım Efendi’nin hayatını anlatır. Felatun Bey ile Rakım Efendi Romanının Özeti Mustafa Meraki Efendi, dış görünüşüne çok fazla önem veren zengin biridir. Avrupai yaşamı benimser. Ancak bu istek bile sadece gösterişten ibarettir. Mustafa Meraki Efendi’nin bir oğlu ve bir kızı vardır ve bu çocuklarını da kendi gibi yetiştirir. Çocuklarının dış görünüşlerinin düzgün olması için hiçbir masraftan kaçınmaz. Çocuklarının dış görünüşlerine verdiği önemi, eğitimleri hususunda göstermez. Bu şekilde yetişen Mihriban ve Felatun Bey’de babalarından farklı olamazdı. İkisi de dış görünüşlerine önem veren gerisini önemsemeyen kişiler haline gelirler. Felatun Bey, babasının ayarladığı kalemdarlık işinde çalışıyor gözükse de kalemdarlığa hiç uğramazdı. Babasının verdiği cep harçlığı halihazırda kalemdarlık maaşından fazladır. Felatun Bey’de çalışmamak için türlü bahaneler uydurur ki bu bahanelerin çoğu eğlencelerde vakit geçirmektir. Rakım Efendi, kalaslık yapan fakir bir babanın oğludur. Çocuk yaşta önce babasını daha sonrada annesini kaybeder. Rakım Efendi’nin sorumluluğunu Arap dadısı Fedayi üstlenir. Rakım için elinden ne iş geliyorsa yapar. Rakım Efendi’de boşa vakit geçirmez ve kendini geliştirmek için ne gerekiyorsa yapar. 20 yaşına gelene kadar yoksul bir hayat sürer. Okulunu bitirdikten sonra devlet dairesinde kalemdar olarak çalışır. Ancak buradan kazandığı para çok azdır. Hiç ummadık bir zamanda bir iş gelir. Rakım Efendi’nin Fransızca bildiğini duyan bir matbaacı Rakım Efendi’ye Fransızca bir kitabı çevirmesi için 20 altın teklif eder. Rakım Efendi bu iş için kendine pek güvenemese de 12 gün gibi bir sürede çeviriyi tamamlar. Kazandığı 20 altın ile ne yapacağını bilemez. Rakım Efendi hayatı boyunca bu kadar parayı hiç bir arada görmemiştir. Kazandığı 20 altını doğruca dadısına götürür. Dadısı elinde 20 altın olan Rakım Efendi ile gurur duyar ve ikisi birlikte ağlaşırlar. Bu 20 altından sonra Rakım Efendi’nin işleri hep yolunda gider. Yabancı dil biliyor olması onun birçok yerden iş teklifi almasını sağlar. Birçok mektup, belge, kitap vb. yazıların çevirisi için Rakım Efendi tercih edilir. Yabancı dil bilmesinin yanı sıra düzgün ve güvenilir kişiliğinin de bu durumda etkisi büyüktür. İşleri düzene girince ilk iş olarak babadan kalma eski evini tamir ettirir. Gece gündüz çalışıyor olması sayesinde cebinden hiç parası eksik olmayan Rakım Efendi, dadısının bütün ısrarlarına rağmen evlenmek istemediğini dile getirir. Dadısı da yalnızlığından dem vurarak evde bir arkadaş olmasını ister. Bu durumda Rakım Efendi eve bir cariye almaya karar verir. Dadı Fedai tanıdık esircilerden Arap cariye sipariş etse de gelenleri hiç beğenmez. Rakım Efendi bir gün yolda yürürken bir kız görür. Kızın girdiği evin kapısını çalarak esir olduğunu düşündüğü kızın fiyatını sorar. Esirci Çerkez kız için 100 altın ister. Rakım Efendi’nin sadece 80 altını vardır. Esirci ile pazarlık etse de kuruş indiremez. Esirciye 20 altını daha sonra vermek üzere senet imzalamayı teklif eder. Kızda sarılık belirtileri ortaya çıktığı için esirci, Rakım Efendi’nin teklifini hemen kabul eder. Arap cariye isteyen dadısına ne söyleyeceğini bilemeyen Rakım Efendi, kız ile eve gider. Dadı Fedayi, Rakım Efendi’nin düşündüğünün aksine Çerkez kızı çok beğenir. Dadı Fedayi yeni kıza Canan adını koyar. Canan, eve bereketi ile gelir. Rakım Efendi’nin işleri daha da artar. Ancak Canan bir süre sonra hastalanır. Canan’ı kontrole gelen doktor istirahat etmesi gerektiğini söyler. Canan kısa sürede iyileşir. Yakın zamanda İstanbul’a bir İngiliz aile taşınır. İstanbul’a yerleşen Ziklas ailesi, Rakım Efendi’ye bir arkadaşı aracılığı ile iş teklif ederler. Hiçbir işten kaçmayan Rakım Efendi, Ziklas ailesi ile görüşmek için Ziklas ailesinin evlerine doğru yola koyulur. Ne iş yapacağını evde öğrenecek olan Rakım Efendi evde Mister ve Misters Ziklas ile taşınır. Rakım Efendi’ye verilecek olan iş Ziklas ailesinin Can ve Margrit adında iki kızına ders vermektir. İlk derste sadece alfabe öğreten Rakım Efendi, kendi evinde de Canan’a ders vermeye başlar. İkinci ders için Ziklas ailesinin evine gittiğinde Felatun Bey ile karşılaşır. Eskiden birbirlerini tanıyan Rakım Efendi ve Felatun Bey ayaküstü sohbet ederler. Bilgiçlik taslamak isteyen Felatun Bey, Rakım Efendi’nin kızlara öğrettiği şeyler hakkında atıp tutmaya çalışsa da cahilliği hemen ortaya çıkar. Rakım Efendi, Felatun Bey’in bu davranışına rağmen yine de Felatun Bey’in cahilliğini yüzüne vurmamak için elinden geleni yapar. Felatun Bey köşkten ayrıldıktan sonra Rakım Efendi de derslere başlar ve Felatun Bey hakkında tek kelime etmez. Rakım Efendi ders sonrası doğruca evine gider. Canan’ı evde göremez. Dadısına sorsa da net bir cevap alamaz. Dadısını biraz sıkıştırınca her şeyi öğrenir. Canan komşunun cariyeleri ile birlikte piyano dersi görmektedir. Ancak Rakım Efendi kızar diye bunu saklamışlardır. Gerçektende Rakım Efendi bu duruma çok sinirlenir. Canan’ın terbiyesinin bozulmasından korkmaktadır. Ne kadar kızsa da Canan’ı kırmak istemez. Canan’a hem piyano alacağını hem de hoca tutacağına söz verir. Rakım Efendi’nin maddi durumu verdiği sözü geciktirmektedir. Piyano alabilse bile hoca tutmak çok masraflıdır. Beyoğlu’nda Fransız bir dostunu ziyaret ettiği bir gün evdeki hanımlar piyano çalmaya başlayınca verdiği söz aklına gelen Rakım Efendi kederlenir. Yanındaki dostları bu durumu fark edip nedenini sorunca her şeyi anlatır. Piyanoyu çalan kadın yerinden kalkarak Canan’a ders veren hocanın kendisi olduğunu söyler. Canan’ın en başarılı öğrencisi olduğunu söyleyerek ona ders vermek istediğini söyler. Rakım Efendi’den ders ücreti yerine dostluğunu ve sohbetini ister. Duruma çok sevinen Rakım Efendi, durumu seve seve kabul eder. Ancak Yozefino adındaki piyano hocasının bir şartı daha vardır. O da kaliteli bir piyano almasıdır. Müzik aletlerinden hiç anlamayan Rakım Efendi, Yozefino ile beraber giderek Yozefino’nun seçtiği piyanoyu satın alır ve eve yollatır. Canan, Rakım Efendi’nin sürprizine çok sevinir. Kış mevsimi geldiğinden Rakım Efendi, İngiliz kızlarının saatlerinde değişiklik yapar. Mister Ziklas’ın uzun süredir devam eden ısrarları karşısında akşam yemeği davetini kabul eder. Ziklas ailesine yemeğe gittiği bir akşam yolda Felatun Bey ile karşılaşır. Felatun Bey’in üstü başı berbat bir haldedir. Rakım Efendi durumu sorduğunda da üstüne mayonez döküldüğünü söyler. Biraz daha sohbet ettikten sonra yollarına devam ederler. Rakım Efendi, Ziklas ailesi ile yemeğe oturduğunda Mister Ziklas hizmetçiden mayonez ister ama hizmetçi mayonezin döküldüğünü söyleyince Rakım Efendi bir şeylerden şüphelense de bu konudan hiç söz etmez. Başka bir gün Can ve Margrit, Rakım Efendi’ye bir mektup yazarak eve davet ederler. Sebep olarak da akşam Felatun Bey’in davetli olduğunu ve yalnız kalmak istemediklerini söylerler. Rakım Efendi, ilk olarak daha önce söz verdiği Yozefino’nun evine uğrar. Biraz alkol aldıktan sonra yakınlaşan Rakım Efendi ve Yozefino ayrılmadan önce sevişirler. Ayrılırken de aralarında geçenlerin sır olarak kalacağına söz verirler. Rakım efendi Yozefino’dan ayrıldıktan sonra Ziklasların evine gider. Evin kapısı açılır açılmaz hizmetçi tarafından kucaklanan Rakım Efendi neye uğradığını şaşırır. Hizmetçi “Zalim, ne geç kaldın? Gözlerim yollarda kaldı, bu akşam da mayonezi üstüne başına dökecek misin?” diyince Rakım Efendi her şeyi anlar. Rakım Efendi hizmetçiyi konuşturarak her şeyi öğrenir. İşin aslı ise şöyledir Felatun Bey’de o akşam Ziklas ailesine davetlidir. Biraz erken gelerek evin hizmetçisi ile kırıştırmaya başlar. Ancak masadaki mayonezi üstüne dökülür. Hal böyle olunca da kimseye görünmeden evden uzaklaşır. Rakım Efendi başka bir gün ders vermeye geldiğinde Felatun Bey’den bahsedince Mister Ziklas çok sinirlenir ve Felatun Bey’in adının anılmamasını ister. Rakım Efendi, nezaketen sussa da çok merak ettiği bu konuyu kızlardan öğrenir. Durum şöyledir. Başka bir gün Felatun Bey yine Ziklasların evinde karanlık koridorda hizmetçi sanarak evin hanımını kucaklayarak “A tatlım! Mayonezi bir daha üstüme dökecek misin? Az kalmıştı ki beni Rakım ve diğer konuklar huzurunda rezil edecektin diyince her şey ortaya çıkmış. Evin hanımı sinirlenerek Felatun Bey’i ve hizmetçiyi evden kovmuş. Rakım Efendi’nin Yozefino’nun evinde olduğu bir gün Yozefino, Canan’a alıcı olduğunu söyler. Canan için 1500 altın teklif ettiklerini de ekler. Rakım Efendi bu kararı Canan’ın vermesi gerektiğini söyleyerek konuyu kapatır. Akşam eve gittiğinde durumu Canan’a anlatır. Canan, Rakım Efendi’nin yanında kalmak istediğini söyler. Felatun Bey’in babası Mustafa Meraki Efendi vefat eder. Bütün varlığı kızı ve oğlu arasında paylaşılır. Büyük bir servetin mirasçısı olan Felatun Bey, müsrifliği iyice arttırır. Polini adında bir tiyatro oyuncusuna aşık olur. Polini adındaki bu kadın Felatun Bey’in daha çok harcamasına ve kumara alışmasına sebep olur. Rakım Efendi, Felatun Bey’i dost olarak gördüğü için uyarmaya çalışsa da Felatun Bey, Rakım Efendinin kendisini kıskandığını düşünerek Rakım Efendi’nin sözlerini dikkate almaz. Rakım Efendi’nin hayatı düzene girmiş ve her şey güzel bir şekilde ilerler. Canan ile iyice yakınlaşan Rakım Efendi Yozefino ile de ilişkisine devam eder. Hatta hep birlikte gezmelere giderler. Ziklas ailesi ile de iyice yakınlaşan Rakım Efendi, kendi evinde Ziklas ailesi için alaturka bir eğlence tertip eder. Bu eğlencede Can ve Margrit Canan’ı çok kıskanır. Mister Ziklas’ın büyük kızı Can da Rakım Efendi’yi sevmektedir. İçinde sakladığı bu sevgi Can’ın hastalanmasına ve yatağa düşmesine sebep olur. Gelen doktor Can’ın hastalığının sebebini bir türlü çözemez. Bu hastalığın sebebinin aşk olduğunu fark edince bir test yapar ve bu testin sonucunda Can’ın Rakım Efendi’ye aşık olduğunu anlar. Durumu Mister Ziklas’a anlatır. Mister Ziklas kızının iyileşmesi için Rakım Efendi’den kızı ile evlenmesini ister. Ancak Rakım Efendi Canan ile evli olduğu yalanını söyleyerek teklifi geri çevirir. Mister Ziklas servetinin yarısını teklif etse de Rakım Efendi’yi ikna edemez. Doktor Rakım Efendi’den en azından Can’a yalan söylemesini ve hastalığı atlatana kadar idare etmesini ister. Rakım Efendi bu teklifi kabul etse de yatakta yatmakta olan Can’ı kandıramazlar. Rakım Efendi evde daha fazla durmak istemez ve oradan ayrılır. Kendini diğer işlerine verir. Canan, Dadı Fedayi ve Yozefino ile güzel vakitler geçirir. Mister Ziklas, küçük kızı Margrit’in de aynı hastalığa düşmesinden korktuğu için kızını İskenduran’a gidecek olan bir gemiye bindirir. Margrit’i yolcu etmeye Rakım Efendi de gelir. Margrit ile vedalaştığı sırada Margrit, Rakım Efendi’ye kendi aşkını itiraf eder. Eğer ablası daha önce söylememiş olsa kendinin de aynı hastalığa yakalanabileceğini söyler. Rakım Efendi, Margrit’in yanından ayrıldıktan sonra aynı gemide Felatun Bey ile karşılaşır. Felatun Bey, bütün servetini tüketmiştir. Polini denilen kadın, onu kumar oynamaya teşvik ederek daha çok kaybetmesini sağlamış ve kazanan kişiler ile parayı bölüşmüştür. Hiç parası kalmayan Felatun Bey, bir dostu sayesinde Cezayir’deki eyaletlerden birine kaymakam olarak atanır. Gemiye de Cezayir’e gitmek için biner. Felatun Bey geç de olsa akıllanmıştır. Artık hayatını daha aklında biri olarak yaşayacağını söyleyerek Rakım Efendi’ye veda eder. Can’ın ölümünü bekleyen ailesi ve doktor beklenmedik bir gelişme ile şaşırır. Can iyileşmeye başlamıştır. Gün geçtikçe de eski gücünü geri kazanır. Rakım Efendi bu durumdan haberdar olunca çok sevinir. Rakım Efendi’nin hayatı da gün geçtikçe daha güzel gitmektedir. Canan’ı nikahına alır ve kısa süre sonra Dadı Fedayi’den Canan’ın hamile olduğunu öğrenir. Bu haberden 6 ay sonra da Yozefino Rakım Efendi’ye bir erkek evlat verir. Felatun Bey ile Rakım Efendi Romanının KahramanlarıRakım Efendi Yoksul bir ailede doğmuş ve küçük yaşta ailesini kaybeden bir gençtir. Çalışkan ve iyi ahlaklı olması ile birçok zorluğun üstesinden gelir. Dürüstlüğü ve güvenirliliği sayesinde herkes tarafından sevilen, sayılan biridir. Felatun Bey Varlıklı bir ailenin tek erkek çocuğudur. Dış görünüşüne çok fazla önem verir. Alafranga takılmak için her şeyi yapar. İsminin anlamından yola çıkarak kendini Platon gibi bilgili biri olarak göstermeye çalışsa da her zaman rezil olur. Kadınlara düşkünlüğü yüzünden babasından kalan tüm mirası tüketir. Son bir dostun yardımı ile İstanbul dışında bir memurluğa atanır. Canan Rakım Efendi’nin çok beğenerek aldığı Çerkez cariyedir. Canan çok zeki olduğu için kendisine verilen tüm dersleri hızlıca öğrenir. Fransızca konuşmayı ve piyano çalmayı öğrenir. Rakım Efendi’ye aşıktır. Dadı Fedayi Rakım Efendi’nin dadısıdır. Arap olan Fedayi, anne ve babası ölen Rakım Efendi’yi kendi çocuğu gibi büyütür. Yozefino Fransız bir piyano hocasıdır. Rakım Efendi ile Canan’a piyano dersi vermek vesilesi ile tanışır. Kısa sürede Rakım Efendi ile yakınlaşarak birlikte olurlar. Mister Ziklas İngiliz bir bey. Uzun zaman çalıştıktan sonra rahat yaşayabilmek için İstanbul’a taşınır. Kızlarına ders vermesi için Rakım Efendi’yi tutar. Can Mister Ziklas’ın büyük kızıdır. Renkli gözlü, ince belli, kırmızı çehreli bir kızdır. Rakım Efendi’ye olan aşkı yüzünden yataklara düşer. Margrit Mister Ziklas’ın küçük kızıdır. Ablasının aynısıdır. Ablası gibi Rakım Efendi’den hoşlansa da kendine hakim olmayı başarır. Polini Tiyatro oyuncusu olan bir kadın. Felatun Bey ile parası için birlikte olur. Felatun Bey’i kumara başlatarak onu dolandırır ve bütün servetini sömürür.
felatun beyle rakım efendi kısa özet